Sessiz bir ortam.. Kendin, doğa harikaları, kuş sesleri ve kışın içini ısıtan tatlı gülümseme yaratan güneş. İç sesinle konuşarak yürüyorsun hatta öyle bir kaptırmışsın ki kendini kafanı kaldırdığında karşında birbirinden apayrı iki yol. Biri sol tarafta kısacık ama bitişindeki yer ve durumlar görünmüyor. Biri sağ tarafta normal uzunlukta her yeri görüyorsun sonu apaçık önünde sanki bir kapı var cennete açılan. Ya önündeki kısa seçeneği seçeceksin, sonunun ne olduğunu bilmediğin halde sırf basit olsun diye; ya da düzgün yoldan gideceksin biraz zorluğuna katlanarak sonun iyi olduğunu bildiğin bir şekilde. Kalbin sana sağdan gitmeni söylüyor bedenin ise seni yavaş yavaş sol kısıma çekiyor. Kalbini boş verip bedenini dinliyorsun soldan gidiyorsun ve yol bir anda bitiyor. Sen sanıyorsun ki sonu her türlü sağ yola bağlanacak ama bir de bakıyorsun ki sağ kısımdan ayrılmış bağımsız bir yol bir anda kuş sesleri kesildi. Güzel renkli, canlı olan doğa, kendini yeşilin soğuk tonlarına bıraktı ve güneş resmen sana arkasını döndü. Sağdan gitseydin şu an çok güzel bir yerde, istediğin şekilde ve istediğin yerde olacaktın zaten. Ne demişler: ” Gitmek istediğin yerin kestirmesi yoktur.”
Sağ mı ? Sol mu?
(Visited 69 times, 1 visits today)