8 Mart sabahı uyandı. Güne her zamanki gibi başladı. Hazırlandı ve evden çıktı. Dışarıya çıktığında ilk başta tesadüf olduğunu düşündüğü bu durumun gerçek olduğunu anlayınca bu durum onu çok korkuttu. Dışarıda hiç erkek yoktu. Simitçi kadındı, otobüs şoförü kadın, taksiciler kadın, herkes kadın…
Evet, bugün kadınlar günüydü ama etrafta bir tane bile erkek olmaması biraz şaşırtıcı ve garipti. Etrafına baktığında her kadının yüzü gülüyordu, vücutlarında çizik veya morluk yoktu ve her şey çok güzel gidiyordu. Bir tane kadın arkadaş edinip neden sadece kadınların olup bir tane bile erkeğin olmadığını merak ve acele içinde sordu. Ona “Bu gördüğün bütün kız çocuklar ve kadınlar uyumadan önce sadece kadınların olduğu bir dünya dilemiş ve onlar şu an farklı bir dünyadalar ve biz de bu dünyadayız. Algılaması zor ama onlar diğer dünyada bu kadar mutlu değildi ve hep baskı altındaydı. Ama şimdilik biz burada kalmalıyız.” dedi. Fakat o böyle bir dünya dilememişti. O baskı altında değildi veya mutsuz da değildi belki de biraz empati kurmalıydı. Arkadaşına “Ben böyle bir şey dilemedim veya istemedim. Ben buraya tesadüfen geldim ve gerçek dünyaya geri dönmek istiyorum.” dedi. Arkadaşı ise akşamı beklemesi gerektiği ve sabırlı olması gerektiğini söyledi. Sonunda akşam geldi ve uyudu.
9 Mart sabahı gözlerini gerçek dünyada açtı. Hâlâ mutluydu. Bu sefer her yerde erkek de vardı kadın da vardı. Fakat gerçek dünyadaki kadınlar sadece kadınların olduğu dünyadaki kadar mutlu değildi. Empati kurabildi. Belki de diğer dünyadaki gibi kadınlar gerçek dünyadaki gibi mutlu olmalı ve baskı altında kalmamaları gerekiyordu.