Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Bildiğiniz üzere 2016 yılında ülkemizde yaz saati kalıcı hale getirilmiştir. Bu uygulamanın yürürlüğe girmesi başta hepimize zor zamanlar yaşatmıştı. Akıllı telefonlar kendi kendilerine, diğer Avrupa ülkeleri gibi, saatlerini geriye almıştı. İşe geç kalanlar mı dersiniz, okula gidemeyenler mi dersiniz bütün ülke çok büyük bir karmaşanın içine girmiştik. Herkesin aklında tek bir soru vardı: Saat kaç?  Tabii üzerinden 4 sene geçti, hepimiz bu uygulamaya alıştık ve artık saatlerimizi geri almıyoruz. Peki bu uygulama hayatımızda ne değiştirdi? Yaz ve kış saati uygulamasının aslında yararları var da biz mi kaçırıyoruz? Bugün tam olarak bunlar hakkında konuşmak istiyorum.

Öncelikle bu uygulama ne, bundan bahsedeyim size biraz. Bu ilk kez Almanlar tarafından denenen bir uygulamadır. Yıl içinde güneşten daha fazla yararlanmak maksadıyla, ülke içinde ortak saat çizgisini mevsime göre değiştirmektir. Bu uygulamayı bir çok Avrupa ülkesiyle birlikte biz de yıllarca kullandık.Türkiye yazın 3. Saat diliminde bulunan, 45° Doğu Boylamı Iğdır saatini; kışın ise 2. Saat diliminde bulunan, 30° Doğu Boylamı İzmit saatini kullanmaktaydı. Bu sebepten yaza geçerken saatlerimizi ileri, kışa girerken de bir saat geri almaktaydık.

Şimdi gelin, yazın saatimizi ileri aldığımızda hayatımızda neler oluyor ona bakalım. Yaz geldi, günler uzamaya başladı ve saatimizi ileri aldık. Böylece güneş erken doğdu geç battı. Uzun günler yaşar olduk. Eski insanlar der ki; gündüzün şerri gecenin hayrından iyidir. Yani yapılacak işler gündüz gözüyle daha sağlıklı olur.  Insanlar işe, okula gün ışığında giderler. Aydınlıkta yapılan mesai, psikolojik ve sosyolojik olumsuzlukları önler. Tarımdaki çalışma hayatı uzun güneş ışığı ister. Çiftçiler gün ışığını uzun saatler kullanabilirler. İnsanların gün ışığından faydalandıkları boş vakitleri de çok olur; parka gitmek piknik yapmak gibi.

Gelelim kış mevsimine. Kışın günler kısalır, güneş ışığından yararlanmak çok daha önemli bir hale gelir.  Güneşin geç doğması sebebiyle yaz saatinin kullanılmaya devam etmesi, güneşin biz uyandıktan sonra doğmasına sebep olur. Bir çok insan işe ve okula gitmek için uyandığında güneş hala doğmamış oluyor ve bu insanlarda motivasyon bozukluklarına sebep oluyor. Küçük çocukların karanlıkta servislere binip okula gitmesi, hem tehlikeli hem de pek sağlıklı değil. Çoğu insanın çalışma hayatı gün doğmadan başlıyor, güneş battıktan sonra bitiyor. Yani bu insanlar güneşi hiç görmeden günlerini geçiriyorlar, emekli olana kadar neredeyse her 6 aylarını karanlıkta geçiriyorlar. Bu da ciddi mental ve fiziksel rahatsızlıklara neden oluyor.

Uzmanlar elektrik tasarrufu açısından da yaz saati uygulamasının devam etmesine verimli bulmuyorlar. 20. Yüzyılın başlarında elektrik kullanımı daha çok aydınlatmaya harcanırken günümüzde teknolojik aletlerin yaygınlaşmasıyla bu kullanım geri plana düştü. Evimizde kullandığımız mutfak robotundan, ofisimizdeki klimaya kadar her şey elektrikle çalışıyor. Yani basit bir ampulün kullandığı elektrik, bu aletlerin tamamının harcadığı elektriğin yanında devede kulak kalıyor. Ayrıca yaz saati uygulamasının devam etmesi tarım ve posta servisini de olumsuz etkiliyor.

Dolayısıyla ben yazın yaz saatinin, kışın kış saatinin uygulanmasının herkesin sağlığı için en doğru uyguma olduğu kanaatindeyim.  Peki bu okuduklarınıza göre, sizce saat kaç olmalı?

 

(Visited 48 times, 1 visits today)