Gördüğüm rüyanın ertesi gün gerçek olacağını bilseydim ne yapar ne eder o uykuya dalmazdım. Rüyamda gördüklerim, gerçek olamayacak kadar kötü ve korkunçtu benim için. Sadece kendim için değil, görüştüğüm ya da etrafımda bulunan herkes için öyleydi. Son zamanlarda ortaya çıkan virüsün, bilinçaltımda bıraktığı bir etki olduğunu düşünmüştüm ama yanılmışım…
Dokunduğunuz, temasa geçtiğiniz her şeyin üstüne bir mikrop yaydığınızı düşünün. Aynı şekilde hava yoluyla da bu virüsün yayıldığını düşünün. Koronavirüs, grip ve birçok hastalığın bulaşma yoluyla aynı, değil mi? Peki etkisi? Aynı olur diye düşünmüştüm…
Rüyamda annemle sahilde oturuyorduk. Farklı şehirlerde yaşadığımız için her gün bir araya gelemiyorduk, bu nedenle özlemiştik birbirimizi. Dopdolu bir gün geçirdik aslında. Daha sonrasında ani bir baş dönmesiyle sarsıldı annem. Doğal olarak endişelendim ve zaten yakınımızda olan acile götürdüm. Kimse ne olduğunu anlayamadan annemi kaybettik.
Ben daha bunun şokunu atlatamazken hastanede ortalık karıştı. hemşireler, doktorlar oradan oraya koşuşturuyordu. Olaylara pek odaklanamasam da bir şeyler döndüğünü anlamıştım. Büyük bir şeyler…
Her şeyi halletmiştim ve eve gidip biraz dinlenmemin zamanı gelmişti. Zaman kavramını kaybetmiştim ama babamın yurt dışından geldiğini varsayarsak bir günden fazla süre geçmiş olmalıydı. Ama bu bir rüyaydı değil mi? Gerçek olmadığı için mantığa da uymak zorunda değildi.
Bu bölümde kan ter içinde uyandım. Bu rüya beni öylesine etkilemiş olmalıydı ki bu şekilde uyanmıştım. Yüzümü yıkadım ve kahvaltı hazırlamak için mutfağa yöneldim. Fakat o sırada ev arkadaşımın çoktan güzel bir masa hazırladığını gördüm. Onunla sohbet eşliğinde güzel bir kahvaltı yaptık. Sonrasında beni sınavıma bırakmak için yola çıktık. Yoldayken arkadaşım başına bir ağrı saplandığını söyledi. Ne yapmam gerektiğini çözmeye çalışırken arkadaşım bir anda bayıldı. Arabayı toparlamaya çalışırken benim de gözüm karardı…
Gözümü açtığımda yerde yatan bir beden gördüm. Hareketsiz, kıpırdamadan yatıyordu. Koltuktan kalktım ve adamın yanına gittim. Ağzından yeşil bir sıvı akıyordu. Ve o sıvı beni dün gece gördüğüm rüyama götürdü. Aynı olaylar rüyamda da olmuştu. O bedene dokunmamalıydım çünkü dokunduğum zaman ben de onlarla aynı kaderi paylaşacaktım.
Duyduğum bir fısıltıyla kendime geldim. Annem bana sesleniyordu. Adım, bekleme odasının duvarlarına çarparak yankılanıyordu. Ses çok yüksekti, kulaklarımı acıtıyordu. Delirmeme ramak kalmıştı ya da ben mi öyle düşünüyordum?
Annem koşarak bana sarıldı. Onu itiyordum, bırakmasını istiyordum ama beni bırakmıyordu. Rüyamda olanlar ona da olacak diye korkuyordum. Onu kaybetmenin acısını zaten rüyamda yaşamıştım, şimdi burada yaşamak istemiyordum. Ancak o sırada annem başını tuttu. Sanki ağrı girmiş gibiydi. Bu acıya dayanamayacağımı düşünerek koştum. Nereye koştuğumu bilmiyordum ama sadece değer verdiğim insanlardan uzaklaşmak istiyordum. Ama aniden gördüğüm o sıvıyla başbaşa kaldım. Babamın ağzından yeşil bir sıvı akıyordu…