Her sabah okula gitmek için aynı yoldan geçiyordu ama bu sabah her şey farklıydı. Gözlerinin önünde birdenbire beliren parlak, altın rengi bir kapı, onu başka bir dünyaya davet ediyordu.
Kapıdan içeriye doğru yavaşça başını uzattı aslında biraz korkuyordu ama çok da merak ediyordu. Biraz ilerledi ve bir baktı ki kapıdan geçmişti. Kendini tutamadı ve yok artıkkk diye bağırıp kendini cimcikledi. Hiçbir şey değişmedi gördükleri gerçekti. Artık bu renkli dünyada olduğuna göre istediği her şeyi yapabilirdi.
Dünyada ki en lezzetli kurabiye ve şekerleri yemeğe başladı. Karnı tıka basa doymuştu ve birden uykusu geldi. Daha sonra dünyanın en rahat yatağına uzanıp mışıl mışıl bir uyku çekti.
Annesinin sesiyle fırladı yataktan ‘hadi uyan artık okula geç kalıyorsun’ diyordu. Gördüklerinin bir rüya olduğunu anlayıp kendi kendine gülümsedi ve annesine gördüğü heyecanlı rüyayı anlatmak için fırladı yataktan.