Okul, genellikle 9 saatlik dersler ve toplamda 2 saatlik teneffüs süresinden ibaret bir yer olarak görülür. Bazen eğlenceli anlar yaşarız, bazen sıkılırız, bazen de yoruluruz. Ancak bazı günler vardır ki okul, adeta bir oyun alanına dönüşür, özellikle de okul gezisi günleri. Hiçbir sabah kolay uyanmam, genellikle mutsuz bir şekilde kalkarım fakat okul gezisi sabahları ise ayrı bir heyecan ve mutlulukla uyanırım. Ancak benim her gün gitmek isteyeceğim bir okul, tipik bir okul olarak kabul edilemez.
Sabah dokuzda başlayıp akşam beşte biten bu okul zaten harika ama mükemmel değil. Derslerin yarım saat olduğu, teneffüslerin ise 20 dakika olduğu bir düzen var. Kantinde karın doyuracak çeşitli yiyecekler bulunuyor, haftada 4 ders beden eğitimi dersi var ve serbest giyinmeye izin veriliyor. Ayrıca, sınavların olmaması da ayrı bir avantaj gibi görünüyor. Ancak bu okul, muhteşem olmakla birlikte, en iyisi değil.
Derslerde yazıları defterlere değil, bilgisayarlarımıza yazsak sıkıldığımızda 2 dakikalık molalar verebileceğimiz bir okul hayal ediyorum. İşte o zaman, her şeyimi verirdim o okula gitmek için, saniye sayardım. Yaz tatili geldiğinde ise hızla bitmesini isterdim. Böyle bir okul olsa, belki insanlar çok fazla şey öğrenemezdi ancak en azından güzel vakit geçirebilecekleri bir ortam olurdu.