O sabah, her zamanki gibi kedimin yanına gitmiş, suyunu ve mamasını vermiştim. Kedimin kulübesinin kapısını kapattıktan sonra işime gittim. Bitmek bilmeyen toplantılardan çok yorgun düşmüş, kedimi görmek için sabırsızlanıyordum. Eve gelir gelmez kulübesine gittim. Kulübenin kapısı açıktı. Sanki zihnim bana oyun oynuyordu, kapattığımdan o kadar emindim ki. Hemen sokağa koştum, herkese kedimi sordum. Bildiğim her yere baktım. Kimse kedimi görmemişti. Eve geldim, göz yaşlarımı tutamıyor, hüngür hüngür ağlıyordum. Bir anda kedimin sesi gelmeye başladı. Sesi duyuluyordu ama kendisi yoktu. Gözümü bir anda açtım, kedim yüzümü yalıyordu. Doğrusu içim çok rahatladı, meğer hepsi bir rüyaymış.
(Visited 34 times, 1 visits today)