Dünyanın etkisinde kaldığı iki büyük düşünür; Micheal de Montaigne ve Mevlana. Denemeleriyle devrim yaratan, düşünceleriyle, yazdığı yazılarla güruhun adeta ilham kaynağı olan Montaigne m, usta şairliğiyle islam dünyasında çığır açan Rumi mi?
‘Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol, menzilin yokluk olsun. İnsan çömlekten farklı olmamalı; nasıl ki çömleği ayakta tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutanda benlik zannı değil ‘hiç’ lik bilincidir’ demiş Rumi. Rumi bu sözlünde insanların açgözlülüğünü ve bir makam mevki uğruna benliklerini kaybettiklerini vurgulamıştır. Bazı kaynaklarda ‘Allah’a karşı kendini hiç bil, yok bil’ anlamı da karşımıza çıkmakta bu sözlere karşın ünlü Fransız düşünür Montaigne ‘Kendini olduğundan az göstermek,t evazu değil budalalıktır. Kendine değer, neden az paha biçmek korkaklıktır, pısırıklıktır, Kendini olduğundan fazla göstermek de çok defa gururdan değil budalalıktandır’ diyen Montaigne bu denemesinde insanın kendini hiç olarak görmemesi kendi değerini bilmesi gerektiğini vurgulamıştır
Rumi’nin kendimizi hiç olarak görmeliyiz düşüncesine tezat düşen Montaigne’nin değerimizi bilmemiz gerektiği düşüncesi birbirine ne kadar tezat düşse de bazı noktaları alakasız olarak görülebiliyor . Rumi mevki ve makam uğruna benliğini kaybeden insanları daha çok vurgulamışken Montaigne insanoğlunu daha çok vurguluyor. Montaigne’in çağının üstünde olan bakış açısı, denemeleri günümüz popüler kültürüne daha çok ayak uydururken çağımızı daha çok teşvik ediyor. Rumi’nin sözleri ise insanı değersiz bi biçime sokabilmeye çok açık bir konumda.
İki ünlü düşünürün sözleri birbirine tezat düşüyorsa ikisinin de anlamlarına bakılmalı. Montaigne yeteneklerin ön planda çıkmasını savunması daha çok insana hitap etmekte ve insan hayatının gidişini olumlu yönde etkilemekte olduğunu düşünüyorum.