Ruhunuza Açılan Pencere

“Sinema nedir?” sorusunu internette arattığınızda karşınıza “Sinema, kamera aracılığı ile elde edilmiş görüntülerin bir ışık aracılığı ile beyaz renkte bir perdeye yansıtılarak film adı verilen sesli veya sessiz hareketli videolar elde edilmesi işidir.” gibi basit bir tanımla karşılaşırsınız. Fakat sinema bu kadar basit bir kavram mıdır?

Sinema, beyaz perdeye yansıtılan fotoğraf karelerinden ibaret değildir.  Sinema bir sanattır. Sanat, görüneni vermez, görünmeyeni görünür kılar. Sanat, olanın ne bütün bütün bir reddi ne de bütün bütün kabulüdür.

Ben istiyorum ki film, siz sinema salonundan çıktıktan sonra  başlasın, der Jacques Tati. Film demek sinemada gösterilen eserden ziyade o eserin bireyde yarattığı etki; bireye hisettirdiği duygu, ektiği düşünce tohumu demektir. Sinema, filmin senaryosundan çok filmin izleyiciye nasıl işlendiğidir. Sinema hayatın kendisidir. Sinema hayatı dolaysız bir şekilde aktarırken aynı zamanda beyaz perde üzerinde bir illüzyon yaratır. Rus senarist Tarkovsky’nin de dediği gibi: “Sinema hayatın özgün bir parçasını, dünyanın henüz kavranamamış bir boyutunu, başka sanatlar tarafından ifade edilememiş bir boyutunu yansıtmak üzere doğmuştur”. Başka hiç bir sanat gerçeğe bu denli yaklaşamamış, gerçeği bu denli somut aktaramamıştır.

Sinema sayesinde birey kendi ruhunun derinliklerini keşfedebilir, düşüncelerini daha iyi sentezleyip ve analiz edebilir. Roger Ebert’ın da dediği gibi: “Sinema, düşünce ve duygu dünyasının kapılarını açar.” Bu kapılardan geçmek, izleyicilere daha empatik, daha anlayışlı ve daha bilinçli bir birey olma fırsatı sunar. Sinema, bireye kendi ruhunun derinliklerine inme fırsatı sunar. Bireyler sinema sayesinde duygularını tanıyabilir ve anlamdırabilir. Sinema insan ruhuna açılan bir penceredir, der Ingmar Bergman. Sinema, bireyleri farklı düşünmeye teşvik eder. Sinema sayesinde birey, bir olaya farklı perspektiflerden bakabilir, olayı farklı yönlerinden ele alabilir ve daha mantıklı bir çıkarım yapabilir. Sinema sayesinde bazen küçük bir böcek olursunuz bazen de ormanlar kralı, bazen kraliyet ailesinden biri olursunuz bazen de İtalyan mafya çetesinin lideri, bazen küçük bir çocuk oluverirsiniz bazen de yaşlı bir adam, bazen varıyla yoğuyla savaşan bir asker oluverirsiniz bazen de barışı bozan politikacı… Sinema sanatı, bireye olağanüstü derecede empati yapabilme becerisi kazandırır.

Sinema, her sanat dalı gibi bireyin hem ruhsal hem de zihinsel gelişimine katkı sağlar,  insan ruhunu besler. Sinema sayesinde birey sosyal becerilerini geliştirir. Sinema bireylere yalnızca farklı bakış açılarını anlamayı sunmaz, sinema aynı zamanda bireyin duygusal deneyimlerine daha derin bir anlam katan önemli bir sanattır. Filmler aracılığıyla empati duygusunu geliştirmek yalnızca bireysel değil aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün anahtarı haline gelebilir.

(Visited 1 times, 1 visits today)