Spoilersız
Öncelikle şunu söyleyeceğim. Bu film, 1977’de çekilen 4. filmin öncesini anlatıyor. Ölüm Yıldızı adlı gezegen öldürücü makinenin planlarının nasıl çalındığını anlatıyor. Açıkçası film benim beklentilerimi karşıladı. Sevmediğim bazı faktörleri vardı ama genel olarak film güzeldi. Önce, iyi yanlarına göre az olan kötü yanlarından bahsedeceğim. İlk olarak, filmde kayan yazılar yoktu. Kısaca kayan yazılardan bahsedeyim size. Kayan yazılar, her Star Wars filminin başında olan bir bölümdür. Filmin kalitesini düşürdü açıkçası bu. En azından bana göre. İkinci olarak ise, filmde Star Trek müziklerini duyabiliyordum. Bu gerçekten bir ihanet. Star Wars filmine Star Trek müziği koymak da nedir? Sanırım kötü yanları bu kadardı.
Şimdi iyi yanlarına geçelim. Öncelikle şunu söylemek istiyorum: Darth Vader süperdi… Filmi Lord Vader taşıyor diyebilirim. En güzel sahneler Vader sahneleriydi. Kendisini filmde kısa ve öz görmüş olduk. Ayrıca, fragmanda da gördüğümüz üzere filmde Tarkin vardı. Şimdi şunu diyebilirsiniz: “1977’deki karakter nasıl 2016’da da var.” Ben de cevap olarak şunu söyleyeceğim: “CGI denilen bir sistem kullandılar. Kısaca bilgisayar ile yaptılar diyebiliriz.” Hem sadece Tarkin de değil, başka bir karakteri de CGI ile bize yansıttıklarını görüyoruz. Ama bunu söylemek spoilera girer.
Yeni gördüğümüz karakterlerden de bahsedeyim kısaca. Jyn Erso rolünü oynayan Felicity Jones zaten benim çok sevdiğim bir oyuncu. Duygularını bana çok iyi geçirebiliyor. Ancak aynı şeyi Cassian Andor rolünü oynayan Diego Luna’ya söyleyemeyeceğim. Chirrut ve Baze karakterleri bence filme renk katıyor. Bodhi Rook adlı İmparatorluk pilotunu da çok sevdim. K-2SO droidini ne kadar sevsem de, R2 ve 3PO’nun yerini tutmadı benim için. Bazı kişiler Saw Gerrera’yı gereksiz bulsa da bence filmi mantıklı kılıyor. Krennic’e sözüm yok zaten. Adam mükemmeldi. Ayrıca filmde bayağı bir gönderme vardı. Bunları Spoilerlı bölümde bahsedeceğim.
Spoilerlı
Bu kısma geçtiğimize göre filmi izlemiş olmalısınız.
Öncelikle göndermelerden bahsetmek istiyorum. Jedha ayında Dr. Evazan’ı görmek beni çok şaşırttı. Hatırlarsanız 4. Filmde barda sorun çıkartan abimizdi kendisi. Başka bir gönderme olarak, filmin sonundaki o uzay mekiğini söyleyebilirim. 4. Film ile bağlantıyı çok iyi kurmuşlar. Rogue One bittiği anda 4. Film başlıyor. Arada toplasan 5-10 dakika vardır en fazla. Size filmdeki en beğendiğim sahneden bahsediyim. Hepiniz tahmin etmişsinizdir zaten. O Vader sahnesi neydi ya öyle. Tüylerim diken diken oldu sinemada. Force Choke’lar birbirini kovaladı. Ardından gelen bir Leia sahnesi ise beni filmi sevdirmeye yetti zaten. Leia’yı ilk gördüğümde “Leia” diye bağırdım sinemada. Herkesin benim sesimi duyduğuna eminim.
Şimdi bir başka nostaljiye geçiyorum: Bail Organa. Filmde ilk çıktığında arkadan gelen efsanevi müzik… Kendisi zaten çok sevdiğim bir karakterdi. Ve filmde olduğunu bilmiyordum. Benim için iyi bir sürpriz oldu. Ayrıca Yavin IV’de Mon Mothma’yı görüyoruz. Kendisini 6. Filmde görmüştük. O filmde sevmemiştim ama bu filmde Mon karakterini oynayan kadın efsane oynamış diyebilirim. Dodonna’yı görüyoruz konsey sahnesinde. Kendisi benim sevdiğim karakterlerden birisiydi. Ve farkettiniz mi bilmiyorum. Filmde altın ve kırmızı liderler vardı. CGI mı yoksa 4. Filmden mi almışlar bilmiyorum ama efsane olmuş. Küçük bir ayrıntı daha… Filmde yok olan bir gemi var: Kırmızı 5. Bu ismi tanıyor musunuz bilmiyorum ama 4. Filmde Luke’un gemideki adıydı. Ayrıca Rebels dizisine de 2 tane gönderme gördüm ben. Birincisi, bir sahnede Chopper droidi vardı. İkinci olarak da Scarif sahnesine gitmeden önce Captain Syundulla’nın anonsu yapılıyor. Hazır Scarif demişken, çok sevdiğim bir gezegen oldu.
Başka bir şeyden daha bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz ki filmde bütün gezegenlerin ismi yazdı. Ama bir gezegeninki yazmadı: Darth Vader’ın kalesinin olduğu gezegen. Lav nehirlerinden Mustafar olduğunu düşünüyorum ben. Fragmanlarda bir sahne vardı. Ben ordaki adamın Vader olduğunu düşünmüştüm filmi izleyene kadar. Ancak sadece Vader’ın kahyası çıktı. Buna oldukça üzüldüm.
Bu aylık yazım bu kadar.
Son söz olarak şunu söylemek istiyorum: “I am one with the Force, the Force is with me.”