Robotlaşan İnsan İçin Kurallar

Bilim Kurgunun dahi ustası Isaac Asimov

1.Bir Robot, bir insana zarar veremez, ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.

2.Bir robot, birinci yasayla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.

3.Bir robot, birinci ve ikinci yasayla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla yükümlüdür.

Bu okuduklarınız Isaac Asimov’un “Ben Robot” kitabında önerdiği robotlar için evrensel kurallardır. Asimov zamanının olanaklarıyla robotların dünyada alacakları yeri bir bilim kurgu çerçevesinde açıklamış olsa da yazılarının gün geçtikçe kurgudan gerçek hayata geçişini görebiliyoruz. Daha 5 sene öncesine kadar programcıların kodlanması imkansız olarak gördükleri insansı cevaplar verebilen yapay zeka modellerinin hayata geçtiğini görüyoruz. Bu durumda insanların kendilerine sormaları gereken en mühim soru şudur : Robotlar insanlaştıkça biz robotlaşıyor muyuz ?

Bu konuyla ilgili verilen en yaygın örnek robot ve cerrah analojisidir. Bu örneğe göre günümüzde bir robotun başarılı sayılabilmesi için insansı karakterler göstermesi, tıpkı bir insan gibi konuşup davranması gerekir. Bundan da öte “Turing Testi”ni geçebilmesi gerekir.  Tarihin en önemli bilgisayar bilimcilerinden sayılan ve  2. Dünya Savaşı’nın kazanılmasında büyük rol oynamış Alan Turing tarafından öne sürülen Turing Testi bir robotun insan zekasına ulaşıp ulaşmamış olduğunu tespit etmek için kullanılan bir yazılım metodolojisidir. Bu teste göre kapalı bir ortamda bir insan tarafından kendisine sorulan soruları cevaplayarak insana kendisinin de bir insan olduğuna inandırabilen – esasında kandırabilen – bir yapay zeka modeli Turing Testini geçmiş olup, insan zekasına denk bir yapı kazanmıştır. Günümüzde Turing Testini kolaylıkla geçebilen yapay zeka modelleri bulunmakla beraber bu modelleri insanlardan ayrıştıran tek özelliğin gerçek bir insandan çok daha kibar olmaları olduğu da belirtilmektedir. Günümüzde teknik açıdan başarılı sayılan makineler bu türdendir, bu anlamda başarı ölçütünün insan doğasına yakınlık olduğu söylenebilir.

Öte yandan bir de cerrahların başarılı sayılabilmesi için gerekenleri inceleyelim isterseniz. Başarılı bir cerrahın saatlerce uyumadan, eli titremeden, konsantrasyonu bozulmadan, milimlik bir hata payına bile yermeden çalışması gerekir. Üstelik yıllar süren bir çalışma sayesinde insan anatomisini avuç içi gibi öğrenmiş olması gerekir. Bu özellikler her şeyden önce bize bir iş yapmak üzere tasarlanmış bir makinenin özelliklerini hatırlatır. Bir makine bir enerji kaynağına bağlı olduğu sürece ne yorulur, ne acıkır, ne de programının dışında bir hatada bulunamaz. Ayrıca yeni bir görevi sağlaması için gerekli olacak bilginin robot tarafından öğrenilmesi yıllar değil, saniyelere kadar indirgenmiştir. Bunlar göz önünde bulundurulduğu zaman bir cerrahın hatta herhangi bir çalışanın başarı ölçütünün robotların doğalarına olan yakınlığı olduğunu söyleyemez miyiz ?

Tabii ki insan doğasındaki sevgi ve merhametin insanlara özgü duygular olduğu, bunların asla yerlerinin alınamayacağı yönünde bir argüman vermek de mümkündür. Ancak gün geçtikçe daha fazla insanın işlerinin yapay zeka ve makineler tarafından alındığı bir dünyada makinenin soğuk verimliliğinden feyiz almak su üstünde kalmak için önlenemez bir hale gelmiştir. Belki de bugünlerde Asimov’un  robotlar için hazırlamış olduğu kurallardan öte bize insanlığımızı hatırlatacak kurallar gerekiyordur.

(Visited 56 times, 1 visits today)