Robotlarla Yeni Bir Dünyaya

Teknoloji durdurulamaz bir şekilde ilerliyor. Her geçen gün hayatımıza daha içten bağlanıyor adeta hayat damarımız haline geliyor. Hayat damarımız olan teknoloji aynı zamanda hayat damarlarımızı kurutabilecek zehir de olabilir mi?

Robotları kategoriler altında inceleyebiliriz. Reaktif makineler, kısıtlı hafızaya sahip makineler, zihin teorisine dayanan makineler, öz farkındalık sahibi makineler. Reaktif makineler etki tepki şeklinde çalışan makinelerdir. İnsanlık adına pek bir zarar teşkil etmezler. Siz ona dokunursanız oda size dokunur. Onları incelemek için geçmişe bir yolculuk yapalım. 1996 yılında  Stanford Üniversitesinde “Shakey the Robot” isimli bir robot üretildi. Bu robot kendi kendine karar verebiliyor, verilen komutları yerine getirebiliyordu. Ardından bilgisayarlarında gelişmesiyle robotlar ve insansı zeka konularında birçok açıdan gelişme yaşandı.

Kısıtlı hafızaya sahip makineler bu gelişmelerin sonucudur. İnsanlığa verebileceği zarar çok düşüktür. Etki tepki mantığının benzeri algıla, kaydet, tepki ver, sil şeklinde çalışır. En çok otonom sürüş sistemlerinde bulunur.Yolu ve nesneleri algılar kaydeder aracın tepki vermesini sağlar ardından yolu ve nesneleri hafızasından siler.

Öte yandan zihin teorisine dayanan makineler bize zarar verebilecek makinelerdir. İnsana ait özellik olan zihnin robotlarda da bulunmasına dayanır; ilk örnekleri ASIMO ve ACTROID bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar görev yapabilirken son üç-dört yıldaki gelişme göz ardı edilebilecek gibi değil. İnsansı robot SOPHIA, ERICA ve Türk yapımı AKINCI-4 yapay zekaları ile insan gibi davranabiliyor.

Öz farkındalık sahibi makineler korkmamız gereken makinelerin başında geliyor. Fakat şu an bildiğimiz kadarıyla üretilmediği için tehdit arz etmiyor.Düşsel düşünceleri algılayabilen, gerçekle düşü ayırt edebilen zihni sayesinde insandan farksız düşünce ve davranış yapısına sahip olacağı düşünülen bu makineler,  ilerliyen zamanda Terminatör film serisindeki gibi robotlarla karşılaşmamıza neden olabilir.

Yukarıda sayılan özellikler İnsanlık için üç ihtimal doğuruyor: İyi, kötü, felaket. İyi ihtimalde bütün robotların insanlığa hizmet etmesi bulunuyor. Hastalıkları önceden tespit ederek insanların hayatlarını kurtaracak kritik ameliyatları dünyanın en iyi cerrahından daha iyi yapabilecek, doğal afetlerde insanlara yardım edebilecek, insanları korumak gibi faydaları iyi senaryo dahilinde  yer alıyor.

Kötü ihtimalde işsizlik, işsizlikten dolayı düşen alım gücü , robotlar tarafından üretilen ürünleri alacak insan sayısının azalması, yaşanan eşi benzeri görülmemiş ekonomik krizler ve kaynak yetersizliği. Bunun yanında  yapay zekalı bir silahın, farklı ülkenin sınırları içerisinde masum insanları hedef alması içinden çıkılması güç diplomatik gerilimler, savaş ve kaos peşini takip edebilir.

Felaket ihtimalinde ise  yapay zeka gruplarının sonuncusu olan öz-farkındalık sahibi ve zihin teorisine dayanan makineler rol oynayacak. İnsanlara haber vermeden kendi robot ve yazılımlarını üreten ana makineyi düşünün. Bugün, böyle bir yazılım aniden ortaya çıksa saniyeler içinde milyonlarca insanın ölümüne tanık olmamız işten bile değil. Belki ana makine olarak tabir ettiğimiz o yeni nesil yaşam formunu fiziksel olarak fark edemeyeceğiz; ancak bize vereceği zarar kesinlikle hissedilebilir olacaktır.

Yapay zeka doğru seviyede kullanılırsa dünyayı güzel bir yer yapabileceği gibi gereğinden fazla şans verilirse ölümümüzün ya da sefaletimizin sebebi olabilme niteliğine sahip. Benim de katıldığım bir görüş olan Prof. Dr. Levent Akın’ın dediği gibi  “Makinelerin dünyayı yönetmesi bizim ne kadar aptal olacağımıza bağlı.”

 

 

Kaynakça:

https://www.webtekno.com/tekno-gelecek-yapay-zeka-h55260.html

https://akinrobotics.com/tr/

http://www.mind.ilstu.edu/curriculum/medical_robotics/robots_in_beginning.php

(Visited 49 times, 1 visits today)