ROBOTLARDAN FARKI KALMAMIŞ İNSANOĞLU

Robotlar, 19. yüzyılın sanayileşme dönemiyle birlikte insan hayatını kolaylaştırmak amacıyla üretilmeye başlandı ve bugün de aktif olarak kullanılmaya devam ediliyor. Her yeni modelle birlikte, robotlar daha da insansı özellikler kazanarak, şekil ve fonksiyon olarak bize benzemeye başlıyor. Ancak bu gelişmeler yaşanırken, ironik bir şekilde insanlar da giderek daha mekanik ve robotik bir hale bürünüyor.

Toplum olarak çoğumuz çocukluğumuzdan itibaren güçlü ve zengin bir azınlık tarafından kullanılmaya hazırlanıyoruz. Bu zenginler, daha fazla para kazanma amacı güderek bize mutlu ve başarılı olabileceğimiz hayatlar vaat ediyor. Ancak eğitim sistemleri, bu sözde vaatlerle kurulmuş olmasına rağmen, aslında bizi sadece bu güçlü kişilere daha fazla para kazandıracak şekilde eğitim almaya itiyor. Okullar, sorgulamayan, itaatkar bireyler yetiştirmek üzerine kurulu gibi görünüyor ve büyük bir toplum kesimi bu düzene dahil oluyor. Bilim insanları, mühendisler, doktorlar ve öğretmenler yerine, itaatkar işçilerden oluşan bir toplum yaratma çabası hâkim.

Bu durum, robotların tanımına oldukça benziyor. Robotlar, sorgulamadan çalışan ve insan hayatını kolaylaştıran makinelerken bizler de zenginlerin hayatını kolaylaştırmak ve onların daha da zenginleşmesine yardımcı olmak için sorgulamadan çalışıyoruz. Robotlar, insanların yapamadığı veya unuttuğu yetenekleri rahatlıkla yerine getirirken biz ise giderek daha kısıtlı bir bakış açısıyla yetiştiriliyoruz.

Sonuç olarak yüzlerce yılın emeğiyle geliştirilen robotlar, artık insanların yerini alabilecek kapasitede. Biz ise bu süreçte yalnızca daha mutlu bir hayat yaşama umuduyla sınırlı bir perspektifle yetiştiriliyor, istemediğimiz dersler alıyor ve mutsuz olduğumuz mesleklerde çalışıyoruz. Bu, zengin bir azınlığın servetini artırırken kendilerini bizden üstün görmelerini sağlayan bir düzenin parçası haline geliyor.

(Visited 9 times, 1 visits today)