Riskler Bilimin Ne Kadarını Oluşturur?

Yapılması tehlike arz eden bilimsel deneyler, aslında en büyük icatların, keşiflerin bulunmasını sağlayanlardır. Yapılan her deneyde çok büyük riskler bulunmaz ve bu riskleri göze alan insanlar, kendilerini ve insanlığı geliştirecek bireylerdir.

Her gün kullandığımız icatların çoğunun bulunuşunda riskler bulunuyor olsa da sonuçları, görüldüğü gibi, çok kullanışlı eşyalar, aletler veya bilgiler olarak karşımıza çıkıyor. Elektriğin varlığını, telefonlardaki saatlerce konuşmalarımızı ve oynadığımız bilgisayar oyunlarını bu risk alan insanlara borçluyuz. Yani bir deneyde bulunan riskler göze alınmalı ve deney gerekli önlemlerle devam ettirilmelidir.

 Önemli ve vücuda en çok zarar veren buluşlardan birisi uranyum yani radyoaktivitedir. Uranyumla yaptığı deneyler ile bilim adına çok önemli olan Marie Curie, uranyum ve radyoaktivite üzerine deney yaparken sağlığını ve bir süre sonra hayatını kaybetmiştir. Bu deneyleri sayesinde Nobel Ödülü’ne layık görülmüş, ve şu an bile enerji için kullandığımız radyoaktivitenin temellerini bulmuş, öğretmiştir.

 Bu örneği vermemin nedeni, diğer paragraflarda da belirttiğim gibi deneylerde risk almaktan korkmamamız gerektiğidir. Tabii ki hayatımızı kaybettirecek kadar riskli olan deneyler insanlığı başka bir çağa taşıyabilecek kadar güçlü bir sonuç vermeyecekse, yapılmamalıdır.

 

 Laboratuvarlarda bu riskleri engellemek için etrafta bir sürü uyarı bulunur. Deney yaparken gözlüklerinizi takın, eldivenlerinizi giyin, kimyasal maddeleri tatmayın veya koklamayın; gibi kurallar vardır. Bu kurallara uyarken deney yapmak riski çok aza indirir. Fakat bazen en beklenmedik durumlar oluşabilir ve bu basit korumalar sizi bir patlamadan veya daha etkili bir felaketten kurtarmaz. Çernobil vakası gibi bir durum tahmin edilemez bir durumdu, doğal olarak hiçbir önlem alınmadı ve bir ülkenin neredeyse tamamını etkiledi. Bu nedenle en kötü duruma bile hazırlıklı olunmalı; böyle bir şey milyarda bir olur, önleme gerek yok denmemelidir.

 Konu risklere gelince ise, sadece deneylerde değil hayatımızda da risk almaktan korkmamalıyız. Bu risklerden fark ettiklerimiz olsa da, hayatımızın neredeyse her anının bir risk taşıdığını bilmeliyiz. Örneğin siz aşırı dikkatli olup, kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçerken size bir araba çarpma ihtimali var mıdır? Vardır. Bu durum sizin hatanızdan kaynaklanmaz, belki de sürücünün hatası dahi değildir. Arabanın frenleri tutmamış olabilir, yol kaygan olabilir. Yani hayatımız risklerle dolu ve bu dünyaya bir kez geliyoruz. Hayattan olabildiğince zevk alıp, insanlığa katkı sunmaya bakalım ki bizden sonraki nesiller risk almak zorunda kalmasın.

Bu nedenle bilim dünyasında riskler her zaman vardır ve bu riskleri alıp, bu durumların yaratacağı sonucun yararlılığına bakmalı, başarısız olduysa bir daha denemeliyiz.

(Visited 30 times, 1 visits today)