Merhaba Sevgili Ressamım,
Beni çizdiğin gün bir aile beni satın alıp evlerine götürdüler. Bir ay beni boş bir odada beklettiler. Odada benden başka eşya yoktu. Yavaş yavaş her geçen gün kanepeler, masa, sandalyeler, halılar, avizeler, perdeler, televizyon vb. birçok eşya gelmeye başladı.
Bir ay sonra evin eşyaları tamamlanmıştı. O gün evin babası beni eline aldı. Elinde çekiç vardı. Beni parçalayacak zannettim. Çok korkmuştum. Neyse ki sadece beni duvara asmak için çekici kullandı.
Bu evde 4 kişi yaşıyordu. Mutlu ailesiydi. Yani soyadları Mutlu’ydu. Babaları Mete Bey doktordu. Anneleri Eda Hanım ise ev hanımıydı. İki tane erkek çocukları vardı. İsimleri Güneş ve Doğu idi. Güneş sekiz, Doğu altı yaşındaydı. En çok sevdikleri şey yastıklardan kale yapıp birbirlerine kağıt mermiler atmaktı.
Bazen ben de canlı olup onlarla oyun oynamak isterdim. Bir gün birbirlerine kağıt mermiler atarken bana çarptı ve yere düştüm. Çerçevem kırıldı. Anneleri koşarak odaya girdi. Çocuklara bir şey olup olmadığına baktı ilk önce. Sonra bana baktı ve düştüğüm yerden alarak tamire götürdü.
Tamirci bunu tamir etmek zor olur dedi. Ama yine de benim çerçevemi tamir etti. Neyse ki eski çerçeveme ve eve yeniden kavuştum. Güneş ve Doğu daha dikkatli oynamaya çalıştılar.
İyi ki beni çizmişsin ve iyi ki bu nazik aile ile tanıştım. Güneş ve Doğu’nun iyi anlaşarak büyüdüklerini görmek isterim.
Sevgiler.