Tarihi çok eskilere dayanmakta olan batıl inançlar, mantıksal bir temeli olmayan davranış ya da inançlara denir. Çoğumuzun çevresinde batıl inançlı birçok insan bulunmakta ve genellikle bu batıl inançlarını fark etmekte olsak da farkına bile varmadan kullandığımız birkaç batıl inanç içeren sözler bulunmaktadır. Örneğin biri aksırdığında kullandığımız “Çok yaşa!” kalıbı da bir batıl inanca dayanmaktadır. Doğum günü pastasının üzerine mum koyulması gibi basit şeyler bile bazen batıl inançlardan ortaya çıkmış olabilmektedir.
Batıl inançların çıkış noktasının “paganizm” adı verilen bir inanca dayandığı iddia edilmektedir. Günlük hayatımızda karşımıza çıkan ve batıl inanç içeren bazı davranışlar tüm dünya genelinde bilinse de bazıları kültüre, coğrafyaya ve belki de tarihe göre değişmektedir.
Dünya üzerinde birçok batıl inanç bulunmaktadır. Bazı batıl inançlar olumsuz şeylere yöneliktir ve insanları kaygılandırıp korkutmak haricinde pek bir işe yaramazlar fakat bazıları ise küçük şeylerle insanlara umut ve inanç vererek olumlu şeylere de yönelik olabilmektedirler. Örneğin dört yapraklı yoncanın şans getirildiğine inanılırken “13” sayısının ise uğursuzluk getirdiğine inanılmaktadır.
Sonuç olarak bu batıl inançların yarattığı etkiler de değişmektedir. Karşılaştığım çoğu insan hareketlerinin pek mantıklı olduğunu fark etmekte fakat çoğu alışkanlıklarından dolayı bu hareketlerde bulunmaktadır. Bu aslında inanmadıklarını yani bu batıl inançlara göre yaşamadıklarını göstermektedir. Her ne kadar benim çevrem bu tarz insanlardan oluşmakta olsa da hakkında hikayeler duyduğumuz hatta bazen yaptıkları gereksiz hareketlerle toplumda da gözümüze çarpan birçok insan bulunmaktadır. Yani batıl inançların hayatlarını tamamen kontrol etmesine izin veren insan sayısı da oldukça fazladır.
Ünlü birinden yola çıkarsak “Stephen King” adlı birçok korku kitabı yazmış olan yazarın da “triskaidekaphobia” yani on üç sayısı fobisi bulunmaktadır. Çoğu batıl inanç gibi bu batıl inancın da bir hatta birden çok temeli vardır. Kendi röportajlarında da belirttiği gibi bu batıl inanca dayanan fobi hayatında birçok olumsuzluğa ve zorluğa yol açmıştır. Bunun gibi merdivenlerin altından geçmemek, aynanın kırılması ve siyah tüylere sahip bir kedinin evinizin önünden geçmesi de mantıksal temellere sahip olmayan batıl inançlardır. Bu inançlar genellikle insanlarda gereksiz korkulara sebep olmaktadır. Hayatlarını sürekli onlara göre yönlendirdikleri korkulara…
Peki ya yıldızlar kayınca dilek tutmamızda olduğu gibi olumlu yönlerdeki batıl inançlar? Bu batıl inançlar her ne kadar masum ve rahatlatıcı görünse de bunlar da insanlarda takıntılara dolayısıyla olumsuz şeylere yol açabilmektedir. Örneğin bu batıl inançlar yüzünden günlerce dışarıda dört yapraklı yonca arayan insanlar bile bulunmaktadır. Ne kadar olumlu bir niyete sahip olsalar da bu batıl inançlar da takıntılar sebebiyle genellikle kötü sonuçlanmaktadır.
Sonuç olarak batıl inançlar mantıksal temellere sahip olmasalar da bugüne kadar gelmiş ve birçok insanı etkilemiştir. Batıl inancın pozitif ya da negatif olması ise etkilerinin olumsuzluğu üzerinde pek bir değişikliğe neden olmamaktadır. Yani benim bu konu hakkındaki düşüncem batıl inançların yavaş yavaş takıntılara sonuç olarak psikolojik rahatsızlıklara yol açtıklarıdır. Her ne kadar bazı batıl inançların insanları rahatlattığı düşünülse de hepsi olumsuz bir şekilde sonuçlanmakta, dolayısıyla insanlar bunlardan olabildiğince uzakta durmalılardır. Sonuçta çoğu kültürel ve dini sebeplerden ortaya çıkmıştır ve hiçbirinin mantıklı bir temeli yoktur.