PSİKOLOJİK YEMEK

 

Biz insanlar hayatta kalabilmek için temel ihtiyaçlara gerek duyarız. Üç ayrı temel ihtiyacımız bulunmaktadır. Bunlar beslenme, barınma ve giyinmedir. Barınma ve giyinme her ne kadar önemli faktörler olsalar bile beslenme insanların en temel ve önemli ihtiyacıdır. Beslenmeden hayatta kalınması mümkün bir şey değildir.

 

Bazıları yemek için yaşarken, bazıları yaşamak için yer. Yemek insanın ayakta durmasını sağlayan, enerji kaynağı olan, ve asla kaçınılmaması gereken bir husustur. Bazı yemek ve yiyeceklerin insanları mutlu veya mutsuz edebildiği gözlemlenmiştir. Bunlardan birisi ise çikolata. Çikolatanın insanlar üzerinde pozitif bir etkisi olduğu söylenir. Depresyon sonrasında kendimizi buzdolabının başında bulmamızın sebebi yiyeceklerin güvenli liman olmasıdır. Bu, her ne kadar çeşitli kilo problemlerini beraberinde getirse de ölçüsü korunduğu takdirde mutluluk hormonlarını harekete geçirebilir.Özellikle de bu yiyecek bir çikolata ise…

 

 

Çikolatanın bilimsel olarak kanıtlanan etkisi hormonların da ötesinde bir anlam taşıyor. Beyne gönderdiği olumlu etkiler sayesinde çikolata, kişinin kendini daha iyi hissetmesini sağlıyor. Beyin vücuda giren çikolatayı bir ödül olarak algılıyor ve endorfin salgılanmasını sağlıyor. Çünkü çikolata beyne doğrudan etki eden tiramin, feniletilamin, teobromin ve kafein gibi bileşikleri içeriyor. Ayrıca çikolatanın phenethylamine içermesi sinir sistemini uyarmasını sağlıyor.

Çikolata lezzetiyle ve kokusuyla hem mideyi hem de beyni besliyor. Çok güçlü bir antioksidan olan çikolata, kanserle mücadele ediyor, kalp hastalıklarına iyi geliyor. Çikolatanın faydaları ile ilgili yapılan araştırmalar gösteriyor ki, mucize besin çikolata; görsel uzamsal hafızayı ve zekayı, çalışma belleğini, tarama ve izlemeyi, soyut akıl yürütmeyi geliştiriyor. Aynı zamanda çikolatanın ana maddesi olan kakaonun içeriği, kan akışının beyne doğru hızlanmasını sağlıyor. Bu durum beyin fonksiyonlarının gelişimine katkıda bulunuyor.

 

Tek örnek olarak çikolatayı gösteremeyiz tabii ki.. Yapılan çoğu araştırmada, tükettiğimiz besinler vücudumuzun metabolik enerji gereksinimini sağlamakla birlikte, zihnin de dahil olduğu birçok beyin fonksiyonlarını etkiler. İnsan davranışlarının ve psikolojisinin de direkt olarak vücudumuzdaki hormonlarla alakalı olduğu sonucu görülmüştür. Örneğin; Dünyanın en çok tüketilen içeceklerinden biri olan kahve ve çayın en büyük sırlarından biri olan kafeinin, uyandırıcı ve dikkat artırıcı özelliği vardır. Bunların dışında anksiyetenin etkilerini hafifletir ve beyinde bulunan adenozin reseptörlerine etki eder. Ayrıca, Yeşil yapraklı sebzeler ve kabak çekirdeği gibi besinler magnezyumdan zengindir. Özellikle spor yapanlar ve kilo verme sürecinde olanlar magnezyum almalılardır. Probiyotik içeren yoğurt ve kefir de oldukça önemli besinlerdir. Kefirde maya miktarı daha fazla olduğu için daha çok probiyotik içermektedir. Dolayısıyla daha sağlıklıdır. Her sabah mutlaka kefir içilmeli ya da gün içinde tüketilmelidir.

Bol miktarda vitamin, mineral ve antioksidan içeren yüksek değerli gıdalar tüketmek beyni besler ve strese karşı korur.Yediğimiz yiyeceklerin porsiyon miktarı da diğer önemli etkenlerden biridir.

(Visited 12 times, 1 visits today)