Bazen sıkılıp da televizyon başına geçtiğimizde kendimize izlemek için bir kanal ararken illaki karşılaştığımız bir tür vardır. O tür ki başta bakınca çok masum ama biraz daha derinlerine inince aslında çok yanlış ve sağlıklı olmayan bir tür. Bu türün tam bir adı yoktur. Ancak yaptıkları işler genel olarak birbirine benzer. Bahsettiğim tür aile içindeki kaostan acıdan ve kederden beslenen o hepimizin bildiği programlardır.
Tam bir ismi olmayan bu türdeki programlar genel olarak aile içi sıkıntıları ve problemleri konu alarak onlara çözüm bulmayı hedeflerler. Genel olarak kitlesi az eğitimli televizyon başında geçirecek vakti olan ve boş zamandan bol başka bir şeyi olmayan kişilere hitap etmektedir. Genel olarak da baktığımızda kitlesine fazlasıyla hitap edebilen bir türdür.
Bu türümüzde olayları yaşayan insanların fazlası ile zorlu ve güç durumlar atlattığını ve yardım için buraya geldiklerini görebiliriz. Gelen kişilerin yakınlarıyla, ailesiyle ve kendisiyle konuşulup bir çözümler arandığını da görebiliriz. İlk bakışta gayet normal ve iyi gibi gözüken bu içerikler aslıdan göründükleri kadarda masum içerikler değillerdir.
İzlediğimiz bu içeriklerde genelde insanların başından geçen olayların yapıldığı söylenir. Belki de gerçekten öyledir ama bizim için önemli olan bu değil. Gerçek ya da sahte anlatılan ve yaşanıldığı söylenilen olaylara baktığımızda çok rahatsız edici ve abartı olabilecek içerikler çok fazladır. Düşününce Türkiye’de böyle içerikler genel olarak çok tutuğu için ve normal içeriklere göre daha çok izlenme yüzdesine sahip olduğu için yayımlayan firma açısından abartmak gayet de mantıklı bir yöntemdir. Sonuçta hiçbirimiz inkâr edemeyiz ki bir olay ne kadar abartı ve olağandan uzak olursa dikkatimizi o kadar çeker. Şirketler için ise tek önemli şeyler izlenme sayılarıdır ki para elde edebilsinler. Günümüzde kimsenin kendi çıkarları başka umursadığı hiçbir şey yoktur. Ancak olaylara biraz daha derin bakarsak olayın aslında ne kadarda büyük bir sorun teşkil ettiğin anlayabiliriz.
Bu programlardaki abartı faktörün aşırıya kaçması bizim için çok tehlikeli durumlar ortaya koyabilir. İzleyici kitlesinin büyük kısmı en başta belirttiğim gibi az eğitimli kişiler olduğu için söylenenleri fazla sorgulamadan veya araştırmadan inanma kapasiteleri çok yüksektir. Bu tarz kişiler genel olarak televizyonda gördüğü şeylere inanma konusunda çok eğilimli insanlar oldukları için ekranda gördükleri abartı olaylar onları çok yanlış düşüncelere sokabilir. Bu yanlış düşüncelere bir örnek olarak ekranda gördükleri aşırı olayları gerçek olarak algılayarak kendi problemlerini gereksiz görmeye yol açabilir. En basit örneklerinden biri de genelde büyüklerimizden duyduğumuz “Millet neler ile uğraşıyor, bizimki de bir şey mi.” gibi cümleler ile bize kendini gösterebilir. Kendi sıkıntılarını küçük görmeye başlayan insanlar gerçekten hayatlarına olumsuz etkileri olmasına rağmen her zaman kendilerinden kötü haldekileri aklına getireceği için çözüm aramak yerine kendinden kötüler ile sadece kendini avutmayı tercih edecektir. Çünkü bu daha kolay bir seçenek.
Bu tarz rahatsız edici olaylar normalleştirip çıkar için insanların düşünce yapıları, izleyici kitlesi ve benzeri durumların gözden çıkarılıp sadece izlenme amaçlı yapılan bu içerikler özüne bakıldığında aslında çok zararlı sonuçlar doğurabilecek şeylerdir. Ülkenin eğitim seviyesi düşük kitlesine hitap etmesine rağmen olayların hiç de hedeflediği kitleye uygun içerikler olmaması da ayrı bir sıkıntıdır. Bunları yazmadan önce biraz bakmama rağmen rahatsız olduğumu düşünürsek bu programları uzun süreli izleyen insanlar üzerinde açacağı sıkıntılar tahmin edebileceğimizden fazladır. Olayların genel olarak kurgu olma ihtimalini anlamayan insanlarda ortaya çıkabileceği problemler kabul edilemeyecek kadar fazladır.