Sıradan bir Pazar sabahıydı.Birbirinin aynısı günler beni rahatsız ediyordu.Her gün aynı şeyleri yapmaktan sıkılmış ve yorulmuştum.Hayatıma bağzı farklılılar,eğlenceler katmalıydım.Bunu düşünüp hiç uygulayamam da moralimin bozulmasının onlarca sebeplerinden yalnızca bir tanesiydi.
Kalktığımda her zaman için yaptıım ilk iş yüzümü yıkayıp dişimi fırçalamak olur.Sonra yemeğimi yiyip günümü planlarım.Hala kendimi uyanamamış olduğumu düşündüğümden internetten kendime beyin yorucu bir video bulurum ve izlerim.Bunu da yaptıktan sonra kendime gelirim.Dinamik olmak ve enerjik hissetmek benim için gerçekten önemlidir.
Her ne kadar kendimi yönetebildiğim için yani planlı olduğum için mutlu olsam da hayat sıkıcı geliyordu.Karşılaşacağım bir sürpriz yoktu sanki.Her şeyi ben yönetiyormuşum her şeyden haberim varmış gibi hissediyordum.Bu da beni sıkıyordu planlı olmaktan.Ama Planlı olmayınca da hayat çok yorucu oluyordu.Yok muydu bir yolu,Hem zevk alıp hem başarılı olmanın?
Yoksa bile ben yaratmalıydım.Zaten yaratılmadan önce her şey yok öyle değil mi?Yani yapmam gereken hayata lanet edip olanı kabullenmek yerine olmayanı isteyip kendi kendime hedefime ulaşabilmekti.
Hayatımı düşünüyordum şu anki yaşım için görevlerim nelerdi.Görevlerimi aksatmadan nasıl eğlenebilirdim?O fikir gelmişti aklıma benim hayatımı değiştirip mutlu olmamı sağlayacak o fikir.Yapacaklarımı ikiye ayıracaktım;Yapmam gerekenler ve yapmak istediklerim.Düzgün bir şekilde yapmam gerekenleri bitirdikten sonra yapmak istediklerimle hayatımdaki eğlenceyi bulacaktım.
Nasıl mı?Farz edelim yarına ödevlerim ve bitirmem gereken bir kitabım var.Bunların yanında da o gün yapmak istediğim bir şey var.Dieylim ki bisiklet sürüp istediğim yerleri gezip dolaşmak.Öncelikle görevim ve bir zorunluluk olduğu için ödevlerimi ve kitabımı bitircektim.Sonra istediğim gibi gezip tozacaktım.Aslında bakarsanız bu kadar kolaydı mutluluğum.
Bunu bir alışkanlık haline getirince elbette kıskanan insanlar da ortaya çıktı.Nasıl olur da yarına onlarca ödev varken bu çocuk istediğini yapıp eğleniyordu?Bir de okula geldiğinde ödevi tam oluyordu.Arkadaşlarımın merakını gidermek adına onlara yöntemimi söyleyeyim dedim.
Sevgili arkadaşım Can’dan mesaj gelmişti.Evet o da merak etmiş ve sormuştu.Telefonumu elime aldım ve yazmaya başladım.”Ben de önceden çok sıkılıyordum yalnızca ödevleri yapıp okula gelip göstermekten.Sonra kendi kendime bunun böyle olmayacağı kanısına vardım.Ve yapacağım şeyleri ikiye ayırdım;bir yapmam gerekenler ve bir de yapmak istediklerim.Hayatımın bu kadar rahatlayacağı ben de düşünmüyordum fakat oldu.İşte büyük sırrım bu.Sırrımı bilen tek kişisin artık.”Mesajımı göndermek için kişi listemden onun adını seçecektim ki bir anda düşüncem değişti.Aklıma bu başarıya ulaşmadan önceki kafa patlattığım o zamanlar geldi.Düşündüm kendi kendime ben kendimi bu kadar yormuşken niye ona direkt söyleyeyim.O da kendi araştırıp,düşünüp bulmalıydı.Sonuçta önemli olan bu sır değildi.Önemli olan bir sorunla karşılaştığında baş edebilmekti.Evet ona hazır balık vermedim fakat balık tutmasını öğrenmesi için bir fırsat bıraktım.