Melis ve arkadaşları lise son sınıf öğrencileriymiş ve tek istekleri moda tasarım bölümünü okumakmış.
Günlerden cuma Melis ve arkadaşları toplanmış bir parka ve hafta sonu ne yapsak diye konuşuyorlarmış. Melis’in arkadaşlarının birinin aklına bir oyun gelmiş o da portakal oyunuymuş. Portakal oyunu kim en hızlı toplayıp insanlara dağıtırsa o kazanırmış oluyor. Ama kaybedene de bir ceza veriliyor.
Arkadaşlarında birisi: Eee bu ceza ne olacak? diye soruyor.
Arkadaşlarından birisi: Biz hani aynı evde yaşıyoruz ya, bugünde çamaşır günü ya kim kaybederse o çamaşırları toplasın, assın, ve makinaya yerleştirsin.
Melis ve diğer arkadaşları: evet kabul ediyoruz demiş.
Ve cumartesi hemen başlamışlar. portakalları toplamaya. Sonra herkes toplayıp portakalları dağıtmaya geçmiş . İki – üç arkadaşı dağıtmayı bitirip beklemişler ve sona Melis ve bir arkadaşı kalmış. Ama Melis daha bir tane bile veremediği için kaldırımda ağlamaya başlamış. Sonra bir mucize oldu. Bir el usulca omzuma dokundu.
Adam neden ağlıyorsun? diye sordu.
Melis: elimdeki portakalları birine veremedim. dedi
Adam: Eee bunda bir şey yok, istersen ben alırım. dedi
Melis çok mutlu oldu ve adama sarıldı ve böylelikle çamaşırlardan kurtulmuş oldu.