Ahmet Yılmaz büyük bir teknoloji şirketinin sahibiydi. Her türlü teknoloji eşyasını satıyorlardı. 5 kişilik bir ailelerdi. 17 yaşında bir kızı, 14 yaşında bir oğlu, 10 yaşında bir oğlu ve eşi Meltem hanım vardı. Büyük bir villada yaşıyorlardı. Çocuklarının hepsinin kendine ait bir odası hatta kedileri Lokum içinde bir oda vardı.
Ahmet Bey bir gün çıkardığı bir ürün ile piyasaya girmişti. Ürün karşısındaki insanın kendisi hakkında ne düşündüğünü gösteren bir üründü. Bu ürün çabucak sevildi. Bu alet kapış kapış gidiyordu herkes tarafından sevilmişti. Ama Ahmet Bey bunu bilmiyordu. Hatta kendi ailesi de kullanıyordu. Bir akşam eve gittiğinde akşam yemeğinde bir haber gelmişti Ahmet beye. Arayan, sekreteriydi şunları söylemişti ”Efendim ürünleriniz kapış kapış gidiyor herkes almak istiyor fakat ürünleri yetiştiremiyoruz daha büyük bir alan ve daha büyük bir fabrika lazım.” Ahmet Bey “Hemen fabrika aramaya başlayın bu çok güzel bir haber uygun bir fabrika bulunduğunda haberim olsun ” demişti. Sabah bir kalktığında milyar dolarları olan biri olarak kalkmıştı. Bunun tekrardan farkında değildi. Şirkete gittiğinde hisselerine baktı ve şok oldu. Hiç beklediği şeyler değildi bunlar ve düşünmemişti böyle bir şey olacağını. Artık çok ünlüydü ülkedeki herkes tanıyordu artık sürekli güveli halde olması lazımdı.
3 yıl sonrasında yeni bir ürün üzerinde çalışıyordu Ahmet Bey. Bu ürün savunma sanayi ile alakalıydı. Küçük bir bombayla düşmanların nerede olduğu lensinize düşüyordu. İlk başlarda çok işlevliydi fakat bazı askerlerde göz bozulması lensin gözde patlaması sonuncunda göz kaybı oluşmuştu. Bu da milyar dolarlara sebep olmuştu şirket için. Ahmet Bey oturmuş kara kara ne yapacağını düşünüyordu. Akşam eve gittiğinde karısının onu aldattığını yakalamıştı ve evden kovdu. Şirket neredeyse batmak üzereydi Ahmet Bey kendisini kötü alışkanlıklara vermişti tüm şirket parasını ortaya koyup parayı kaybetmişti.
Şirket batmıştı, ailesi kendisinden nefret ediyordu, tüm parasını kaybetmişti, tüm ününü kaybetmişti. Evine haciz gelmişti evde bir eşya bile kalmamıştı ev tam anlamıyla bomboştu. Artık kimse ne Ahmet beyi önemsiyordu ne de ürünlerini kullanıyordu herkes onu unutmuştu çünkü artık ne parası ne de ünü vardı…