Plansız Bir Gün

Normal bir Cuma sabahıydı. Gözümü açtım,görüntü biraz bulanıktı,tavan ile benim aramdaki yükseklik anormal geldi ve istemeden etrafa bakma ihtiyacı duydum. Yatağım normalden biraz daha uzaktaydı. Sonra birden yatağın üstündeki bedenimi gördüm. O kadar şaşırmıştım ki çığlık atmak istedim ama sesim çıkmadı.Tam havada uçtuğumu fark ederken yataktaki bedenim dirildi. Birden gözünü açtı ve etrafa bakınmaya başladı. Göz göze geldik ve içimde kalan o çığlık aynı anda ikimizden de çıktı. Sonra aklım başıma geldi ve sinirle “Neler oluyor? Öldüm mü? Öldüysem neden vücudum hala hareket ediyor?” gibi sorular sormaya başladım.
Vücudumdaki şey her ne ise şaşkınlıkla bana baktı ve dedi ki “Huh? Cidden işe yaradı fakat şimdi ne yapacağım? Gerçekten işe yaramasını beklemiyordum.” Hala şaşkınlıkla fakat öfkeli bir şekilde “Ne?! Ne işe yaradı?!?” cevapladım fakat beni görmezden geldi. Garip bir gülümsemeyle ayağa kalktı ve odamdaki banyoya yöneldi. Peşinden takip ettim ve aynaya baktığını fark ettim. Aynaya bakarken benim vücuduma ait olan yanakları çekiştiriyor ve kendini zorla gülümsetiyordu. Anlam çıkaramaz bir yüz ifadesiyle; yaptığı hareketleri izliyordum. Sonra aniden bana döndü ve bir sırıtma ile dedi ki “Çok tatlı bir yüzün varmış. Kullandığın özel bir marka krem var mı?” Tedirgin şekilde hızlı bir cevap verdim “Neyden bahsediyorsun? Bedenimden çık hemen, şeytan mısın nesin sen?” aynı yüz ifadesiyle “Şeytan değil hayalet!” dedi. “Neyse ne! Çık bedenimde—” cümlemi yarıda kesti. “Nu-uh! Üzgünüm ama benimle bir günlüğüne böyle idare etmek zorundasın.” Sinirlerime hakim olmaya çalışarak “ Madem başka yolu ‘yok’ , vücuduma ne sebeple girdin? Ne yapmaya çalışıyorsun?” dedim. Bunu duyar duymaz yüzündeki gülümseme, yavaşça endişeye dönüştü “İşte o kısmı düşünmedim…” dedi. Öfkeden çıldırmak üzereydim,hem eğlencesine bedenime giriyor hem de ne yapacağını bilmiyor. Bu nasıl hayalet böyle?! Artık kendi düşüncelerime bile anlam getiremez bir şaşkınlık içindeydim. Düşüncelerime kaybolmuşken hayaletimsi elimi sıkıca tuttu ve beni çekiştirmeye başladı. Maddeye benzer bir formum olmadığından kolaylıkla etrafa çekiştiriliyordum. Odamın içindeki banyodan çıkarken bana kararlı bir ifadeyle. “Bir günlüğüne sen gibi davranacağım öyleyse.” Dedi. Hemen ardından “Fakat senin yardımına ihtiyacım var.” Bıkkın şekilde başımı salladım. Vücudumu kimin control ettiği artık pek umrumda değildi,yeter ki ne vücuduma ne de etrafımdaki insanlara zarar versin.
Sabah rutinim her normal insan gibi basitti. Hayaletin benden ne beklediğini bilmiyordum ama şimdiden hayatımın çok sıkıcı olduğunu söylüyordu. Abartılı tepkileri komiğime gidiyordu, ben de bunu avantaja çevirip modunu bozmaya karar verdim ve dedim ki “Üniversite öğrencisi olduğumdan okula da gitmemiz gerekecek, Sabahın 11.00’ne kadar zamanımız var.” Beklediğim tepkiyi verdi ve kendine kızmaya başladı. “Cumartesi gününe kadar beklemeliydim,şimdi hiçbir eğlenceli şey yapamadan ödev ve okul ile dolu bir gün geçirece—” cümlesini yarıda kesti ve parıltılı gözlerle hayaletimsi yüzüme baktı “Bu günlük okula gitmesen olmaz mı? Eminim çok akıllı bir öğrencisindir ve hiç devamsızlığın yoktur.Bir kereden kimseye zarar gelmez,değil mi?” Nasıl duygularını bu kadar iyi ifade ediyordu bilmiyorum ama reddetseydim sanki kalbi çok kötü kırılırmış gibi hissettim ve istemsizce ağzımdan “Peki.” kelimesi çıktı. Hemen kendime kızdım fakat kendime o kadar da zaman ayıramadan tekrar kolumdan tuttu “Haydi öyleyse dışarı çıkalım!” dedi. O, sokakta deliymiş gibi yürürken içten içe utançtan büzülüyordum. Şimdi düşününce iyi ki okula gitmemeye karar vermişim.Tanıdığım biriyle yüz yüze gelseydi ne yapardım? O’nun dışında kimsenin beni göremediğini fark etmek beni hem iyi hem de kötü hissettirdi. Birilerinin beni görmesi gibi bir derdim yoktu fakat kanlı canlı vücudum sanki havayı zorla çekiştiriyormuş bir şekilde bir eli yumruk şeklinde arkada,kararlı ve şapşal adımlar atıyordu. Utanç içinde “H-hey beni bırakabilirsin. Zaten seni takip etmekten başka seçeneğim yok.”dedim. Hemen ikna olmuş olacak ki elimi anında bıraktı. “Ee? Boş günlerinde ne yaparsın?” diye sordu. Biraz düşünmeye karar verdim. Uzun zamandır ilk defa böyle başı boş şekilde dolaşıyordum. Genellikle hafta sonlarım ödev yapmak veya ders çalışmak ile geçiyordu. Hiç değil ise evde oturup video izliyordum. Evden çıkmayı seven bir tip değildim. “Bilmiyorum.” cevabını verdim. Bunu beklemiyor olacaktı ki bir süre olduğu yerde durdu ve “Ciddi misin?” dedi. Bu seferki tepkisini gereksizce abartılı buldum,ne var yani dışarı çıkmayı tercih eden biri değil isem? Tam kızacaktım ki “Öyleyse film izlemeye gidiyoruz.” dedi. Buna karşı hızlı tepki verdim “Öyleyse eve dönelim, unutma ki biletlere harcayacağın para benim cebimden çıkacak.” O da bana hızlı bir dönüş yaptı ve dedi ki “Film,sinema salonunda izlenir,başka türlü ne eğlencesi var?” Buna cevabım yoktu,iç çektim ve onaylayıcı şekilde başımı salladım. Yeni çıkmış bir animasyon filmini izlemeye gittik. Özellikle arka koltuklardan birini seçtirdim. İnsanların ona kendi kendine konuşan bir deliymiş gibi bakmalarını istemiyordum,bu benim itibarıma zarar verirdi. Bana zorluk çıkarmadı ve dediğimi yaptı. Sinemadan sonra bir parka gittik ve uzun bir süre orada vakit geçirdik. Vücudumdaki kişinin yorulduğunu görebiliyordum. Onun hareketli kişiliği ve benim sakin,hareketliliğe yabancı vücudum birbiriyle çakışınca aşırı bir yorgunluk ortaya çıkmıştı. Evime dönmeye zorladım, reddedecek enerjisi kalmamıştı. Döner dönmez kıyafetlerini bile değiştirmeden kendini yatağıma fırlattı. Tepki vermedim ve bir süre sessiz kaldım. Uyuduğunu düşünüyordum fakat birden konuşmaya başladı. “Eğer şimdi uykuya dalarsam, uyandığımda burada olmayacağım.” Daha önceden fark etmemiştim fakat şimdi gardını düşürünce gördüm ki aslında bu olduğu durumdan mutsuzdu,başını yere oturmuş,vücudunu geri kazanmaya hevesli bana çevirdi. “Olsun,bu gün çok eğlenceliydi,bir başkasının hayatını bir günlüğüne olsa da yaşamak güzel bir his…” Söylediği cümle damarıma bastı ve hemen yanıt verdim “Onu ‘Birini zorla kendi istediklerini yaptırmaya zorlamak’ olarak düzelt bir kere. Daha çok sen bana kendi gününü yaşattın.” Cevabımı komik bulmuş olacak ki bir kahkaha patlattı sonra da uykuya daldı. Ben de kısa bir süre sonra üstümdeki bu ağırlık yüzünden bayılıverdim.
Uyandığımda tekrar bedenimdeydim. O hayalet gitmişti. Kendime güldüm ve dedim ki “Katılıyorum,gerçekten de güzel bir his…”

 

(Visited 68 times, 1 visits today)