Pikniklerin Benim İçin Anlamı

Eğer arkadaşlarımla bir etkinlik yapacaksam bunun bir piknik olabileceğine emin olabilirsiniz. Küçük bir yaştan itibaren piknik yapmak hayatımın bir parçasıdır. Piknik yapmayı çok sevmemin başlıca iki nedeni var aslında, yemek yapmak ve dışarıda rahatça oturabilmek. Küçüklüğümden beri arkadaşlarıma yemek yapmayı çok severim özellikle insanların benin yapıp uğraştığım bir şeyle mutlu olması beni dünyanın en mutlu insanı yapabilir. Yemek yapmak küçük yaşımdan beri hayatımda olan bir eylemdir; aile büyüklerimle yaptığım yemekler, arkadaşlarım geldiğinde onlar beni izlerken onlara yaptığım öğünler… Piknik yapalım diyen kimseye bundan hayır diyemem çünkü yemek yapmak için bir bahanem olur. İkinci olarak ben garip bir şekilde eğer birileriyle buluşacaksam o ortamın açık havada bir park olmasını yeğlerim çünkü alışveriş merkezleri bana sınırlı gelir, sunabileceği pek şey olmaz oturabileceğimiz kafeler dışında. Oysaki dışarıda bir parkta oturmak bana göre daha iç açıcıdır. Açık hava ve bakabileceğiniz bir manzara önemlidir benim için ve özellikle yakın bir arkadaşımlaysam açık hava benim için bir şarttır çünkü benim fikrimde sohbetler daha güzel olur. Çoğu zaman internetin olmayacağı yerlere giderim çünkü böylece karşımdaki kişiyle konuşabilmem daha rahat olur. Ve bu şartlar altında piknik yapmak bana cennetten bir parçayı anımsatır.

Pikniklerle ilgili olan bir anımdan bahsetmek istiyorum. Yaklaşık 3-4 sene önce yaz tatilinde arkadaşlarım biz dışardayken nasıl acıktıkları hakkında konuşuyorlardı. Son paraları ile bana hırka aldıklarından dolayı ve yemek yapmak istediğimden dolayı hemen bisikletime atladım, kiminki olduğu pek umurumda değildi açık konuşmak gerekirse, ve hızlıca yazlık evimize sürdüm. Hemen yukarı çıkıp dolapları karıştırıp sadece makarna bulmuştum (markete kendi başıma gitmek istemediğimden dolayı ondan sonraki gün gitmeye karar vermiştik). Hemen su ısıtıp makarnayı yapmaya başlamıştım ve bu kadar basit bir şey yapmama rağmen yine de heyecanlıydım. Yaklaşık 10-15 dakika sonra havuza doğru elimde tencereyle gittiğimde (bisikleti de yanıma almak zorunda kaldım, taşıması çok zordu) onların yüzündeki mutluluk cidden beni yaptığım şeyden gururlanmamı sağlıyor. O akşam havuzun başında 7 kişi benim yaptığım 1 tencere makarnayı yediler. O akşam kimse herhangi bir teknolojik alete ihtiyaç duymamıştı çünkü herkes eğleniyordu ve bunun için yapmıştım o yemeği, hayatımın en güzel akşamlarında biri diyebilirim o gün için.

Yani kısacası eğer arkadaşlarımı herhangi bir şey yapmak için çağırsaydım bu bir piknik olurdu çünkü ilk olarak yemek yapmak için bir bahanem olurdu ve ikinci olarak dışarı alanda yemek yemek ve arkadaşlarımla oturmak hayattaki en büyük eğlencelerimden biri olduğundan dolayı parklar benim için önemlidir.

(Visited 26 times, 1 visits today)