Piki ile Burcu’nun Bir Günü
Merhaba, ben Piki, Burcu’nun kedisiyim. Ben üç aylığım. Bir ay kadar önce Burcu’nun annesi beni eve getirdi ve Burcu ile tanıştırdı. Gri-siyah renklerde uzun tüylerim var. Burcu benim tüylerimin çok güzel ve yumuşacık olduğunu söylüyor.
Sabah güneş doğarken ben kalkıyorum, Burcu benden sonra kalkıyor. Burcu da uyanınca ben yemek istemek için sesleniyorum. Burcu da bana yemeğimi veriyor. Annesi de küçük küçük alevleri olan bir şeyin üzerinde Burcu’ya vereceği yemeğini hazırlıyor. Yemeğini yerken bazen yemek Burcu’nun üstüne dökebiliyor ve sonraysa üstündekilerin değiştiğini görüyorum. Oysa biz kediler üstümüz kirlenirse dilimizle yalayarak temizleriz. Her zaman da “ Niye bu insanların renkleri, görünüşleri değişiyor?” diye sormadan edemiyorum.
Sonra Burcu, renkli ve sesli bir pencerenin karşısına oturuyor, pencerede görünen diğer insanlarla konuşuyor. Hımm… Çok ilginç. Pencereden insanlar kaybolduğunda Burcu “Piki!” diye bana sesleniyor. Ben gelince biraz evde koşuşturma, biraz yumakla oynama derken Burcu tekrar pencerenin karşısına geçip insanlarla konuşmaya başlıyor. Burcu pencereye bakmaya başladığında ben çok sıkılıyorum çünkü oyuncaklarım Burcu’nun odasında. Koltukta pencerenin kapanmasını bekliyorum.
Güneş tam tepede olunca Burcu ile bol bol oynayabiliyoruz. Ben önce yemeğimi yeyip, Burcu’nun yemesini bekliyorum. Sonra da Burcu ile bol bol oynayabiliyoruz. Ben en çok top oynamayı seviyorum.
Burcu bana topu atıyor, ben de koşa koşa topu yakalıyorum. Burcu birkaç kere daha pencerenin karşısına oturuyor ve ben de sesler duyuyorum, sonra pencereyi karartıp kalkıyor. Nereye kayboldu o insanlar diye merak ediyorum. Tam benimle oynayabilecek diye sevinirken kitabın önünde kalem, kağıt çalışmaya başlıyor. Masaya çıkınca da “ Pi ki, lütfen daha sonra.” diyerek masadan aşağı indiriyor.
Akşam Burcu’nun ailesi geliyor. Ben yemeğimden yerken onun annesi de yemeğini hazırlıyor. Ben de o sırada masanın üstüne çıkıp her şeyi koklamaya çalışıyorum. Ama annesi bana kızıyor ve masadan aşağı indiriyor. Herkes yemeğini yedikten sonra Burcu evden çıkıp kendisi gibi çocukların yanına gidip onlarla oynuyor.
Ben onlara pencereden bakıyorum. Eve geldiğinde Burcu çok mutlu. Daha sonra ise Burcu yumuşak bir koltuğa uzanarak renkleri ve sesleri çok değişen başka ve daha büyük bir pencere açıp dikkatlice pencereye bakıyor. Daha sonra Burcu kitap okuyor. Ben de genellikle kucağına çıkıp kestiriyorum. Daha sonra Burcu banyoya gidiyor ve ağzından beyaz köpükler çıkıyor. İlk Başta çok korktum ve sonra koklayınca çok güzel koktuğundan korkmamaya başladım. Ben de fırsatını bulabilirsem akan suya pati atıyorum.
Günlerimiz böyle geçiyor. Bu insanlar pek garip ama Burcu beni çok seviyor.