Pes Etmeyen Bir Kızın Hikayesi

 

Ailem fakirdi.Şehrin en kötü semtinde yaşıyorduk.Annem evde kalıyordu ve babam bahçıvandı.Fakat paramızın olmaması küçük erkek kardeşim Orçun’u şımartmalarını durduramazdı.Orçun bir dahiydi.Kendisi iki yaşındayken alfabeyi söyleyebiliyor,sekiz yaşına geldiğinde ise formüller çözüyordu.Ailem bu konudan oldukça memnundu.Orçun’un dahi olduğunu ve onları nasıl gururlandıracağı hakkında konuşurlardı.Bir keresinde doğum günümde annem arzuladığım prenses evi yerine bana eski kıyafetlerden bir bebek dikmişti.

Ama Orçun’a yeni model bir uzaktan kumandalı oyuncak araba alınmıştı.Annem beni şu sözlerle ikna etmeye çalışmıştı:Orçun’a da bir şey almamız gerek.

Bu en kötüsü değildi bile,Orçun okula gidebiliyordu ama ben gidemiyordum!

Ailem beni sadece ev işi yapmam gerektiğinde fark ediyordu.Kendimi çok görünmez hissediyordum.Zaman geçtiğinde ise buna alıştım.Okuyamadığım ve bir telefonum olmadığı için de boş zamanlarımda dikiş yapmaya başladım.Yeni şeyler yaratmayı çok sevdim ve bir moda tasarımcısı olmak istedim.

 

Annemle babam bana ve Orçun’a çok farklı davrandıkları için Orçun ile hiçbir zaman yakın büyümedik,beni resmen hizmetçisi olarak görüyordu.Odasını toplamamı ya da ayakkabılarını temizlememi söylerdi hep.

 

On yaşımda aileme beni terzihaneye göndermeleri için yalvardım:Anne,baba ben de hayallerimin peşinden koşmayı hak ediyorum!

Orçun araya girdi:Ve sen de paralarını aptal bir terzihane için harcayacaklarını falan mı düşünüyorsun?

Babam konuştu:Özür dilerim kızım ama daha iyi potansiyeli olan çocuğun desteklenmesi gerek.

Bununla beraber annem ve babam kendi işlerine döndüler ve Orçun da odasına gitti.

Olanlardan sonra terzihane parası için bir iş bulmaya çalıştım ama kimse on bir yaşındaki bir çocuğu işe almazdı.

 

Birkaç yıl sonra yine odamda tasarım çiziyordum ve öyle odaklanmıştım ki penceremden bana bakan kızı fark etmemiştim.Kız konuştu:Ne güzel çizmişsin!

Yerimden sıçradım ve kıza baktım.Kız tekrar konuştu:Kendimi tanıtayım.Ben Açelya,yeni komşunuz!

Ona peşimi bırakmasını söyledim çünkü kimsenin okuyamadığımı ya da yazamadığımı bilmesini istemiyordum.Ama bana kendini bir şekilde kabul ettirdi.

Açelya ile kaynaştık.Bana annesinin zengin bir kadın için hizmetçi olarak çalıştığını ve babasının da önceki patronunun onu şirketten para çalmakla suçlayıp karalama listesine aldığı için işsiz kaldığını söyledi.Ben de ona ailemin tavrından,hayalimden ve beni okula göndermediklerinden bahsettim.Bunu duyunca hemen yardım etti bana.Nasıl mı?

Sonraki birkaç ay boyunca bana okumayı ve yazmayı öğretti.Hatta annesi tasarımlarımı geliştirmem için birkaç eski kumaş vermişti.Ama Orçun hayatımı cehenneme çevirmeye kararlıydı.Benden küçük olmasına rağmen beni sürekli tersliyor,hiçbir zaman tasarımcı olamayacağımı söylüyordu.Sonradan bazı sınavlarından kaldığını ve dersleri arkadaşlarıyla takılmak için astığını öğrendim.Çok sinirlenmiştim!Çünkü o burada imkanı varken bunun değerini bilmiyor,bense bir şeyler öğrenmek için kendimi yırtıyordum.Bunun hakkında Açelya’ya yakındığımda bir podcast açmayı teklif etti.Yabancılara derdimi anlatmak…Bazen iyi dinleyici oldukları doğruydu bu yüzden onun telefonundan bir podcast yaptık.Yorumlara baktığımda bana hayallerimi takip etmeyi ve bazıları da kıyafetlerimi satmamı sağlayacak bir web sitesine girmemi söylediler.Bende öyle yaptım. Ve kıyafetlerim kapış kapış gidiyordu!

 

 

Biraz zaman geçtiğinde Orçun kötü dönemlerden geçiyordu.Okuldan bile atılmıştı ama ailem onun için sürekli bahaneler buluyordu.Benim hayatım ise çok iyiydi.Tasarım okuluna gitmek için yeterince para biriktirmiştim,yapmam gereken tek şey başvurumu göndermekti.Bu başvuru istediğimiz bir elbise tasarımı yapmaktı.Aylar boyunca bu elbise için çalıştım ve güzel bir iş çıkardım.

 

Elbiseyi göndermeden birkaç gün önce Açelya’nın evindeyken Orçun’u aile yatak odasına girdiğini ve birkaç mücevher aldığını gördüm.Şoka girdim:Orçun!Ne yapıyorsun!?

Orçun sırıttı ve pencereden bahçeye atladı.Onu evimize kadar kovaladım.Eve benden iki dakika önce girdi.Kapıyı açtığımda annem ve babam beni bekliyordu.Babam bana baktı ve bir kolye gösterdi:Bu senin dolabında ne arıyor?

Orçun odasından çıkageldi:Bu Açelya’nın annesinin değil miydi?

 

-Ben çalmadım,Orçun yaptı!

Babam konuştu:Ayrıca yatağının altında yığınla para var.Nereden çaldın bunu!?

Donup kaldım.Bu benim biriktirdiğim paraydı.Nereden bulmuşlardı?!O anda Orçun’un sırıttığını gördüm.Tabiki de onun işiydi!Ne düşünmüştüm ki!

Annem araya girdi:Seninle nerede yanlış yaptık anlamıyorum!Bu ailedeki yerini  ne zaman öğreneceksin!?

Deyip başvuru için hazırladığım elbiseyi getirdi.O elbiseyi nasıl bulmuşlardı?!Diye düşünürken elbiseyi yanan şöminenin içine attı.Korkuyla elbiseyi kurtarmaya çalıştım ama Orçun ve babam bana engel oldu.Gözyaşları içinde elbisenin küllere dönmesini izledim.Bu ailedeki zamanım dolmuştu.O gece sulu gözlerle eşyalarımı topladım, Açelyalara gittim ve onlarda kalmaya başladım.Daha önceden yaptığım gibi bir podcast açtım.Ailemin gerçek adlarını kullandım,semti söyledim.Sonraki sabah evleri insanlar tarafından çevrilmişti.Ondan sonra da taşındılar zaten,ve haber alamadım.Açelya’nın annesi nasıl bir hikmetse kendisinin çalıştığı kadını ikna edip onun bağlantılarını kullanmıştı ve elbiseyi teslim etme tarihini uzatabilmişti!Bu sefer bir öncekinden daha güzel bir elbise yaptığıma emindim.

İki hafta sonra başvuru cevabı geldiğinde alnımdan boncuk boncuk terler akarken mektupu açtım,ve kabul edildiğimi öğrendim!Açelya yanıma geldi ve birbirimize sarılarak zıpladık.En mutlu olduğum günlerden biriydi.

 

 

Sonraki dört yıl boyunca kabul edildiğim okulda okudum ve mezun olduğumda ise bir tasarım şirketine girdim.Hatta şirkette Açelya’nın babasına iş bile bulmuştum!Yeterli paramız olduğunda da  Açelya’nın ailesiyle beraber daha güzel bir eve çıktık.Hayalimi yaşıyordum!

 

Bir gece, işten çıkmıştım.Annem ve babamı beni beklerken gördüm:Ne yapıyorsunuz burada?

Annem konuştu:Canım kızım,en ünlü şirketlerden birinde tasarımcı olmuşsun.Seninle gurur duyuyoruz…

Seninle gurur duyuyoruz…Ailemin hep bana söylemesi için çırpındığım cümle…Ama gerçekten bunu demek istemediklerini biliyordum içten.

—Neden buradasınız?

—Orçun tutuklandı.Bazı arkadaşlarıyla bankaya izinsiz girerken yakalandılar.Onu çıkarmamız için paraya ihtiyacımız var.

—Ve benim yardım edeceğimi mi düşünüyorsunuz?

Babam araya girdi:Yardım edecek misin etmeyecek misin?

—Hayır!Asla-

Annem konuştu:

Biz bir aileyiz tatlım,ve aile dediğin birbirine destek çıkar.

—Ben büyürken benim ailem neredeydi?Beni okula göndermediğiniz zamanlar,bir hizmetçi parçası olduğum dönemler…Ve bunların hepsi sizin suçunuz değil mi?

Annem ve babam sessiz kaldı.

O sırada Açelya’yı ve anne-babasını gördüm.

—Şimdi izninizle gerçek aileme katılacağım.

Dediğim anda yanlarından uzaklaştım,gerçek aileme doğru hızla yürüdüm ve sarıldım.

 

Aile sadece kandan ibaret değildir,senin hep yanında olan,destek olanlardır.Elbisemin şömineye atıldığı gün pes etseydim,aileme yenik düşseydim hayatım nasıl olurdu bilmiyorum.Verdiğim en iyi kararmış…

 

 

 

(Visited 20 times, 1 visits today)