Hayat aslında ne, hiç düşündünüz mü? Neden yaşıyoruz veya niçin bu kadar savaş veriyoruz, hiç sorguladınız mı? Sadece pencereden gördüğümüz kadar mı hayat? Bu sorular sorgulanmaya değer sorular bana kalırsa. Çünkü tek bir cevabı yok. Yaklaşık 7 milyar 924 milyon cevabı var.
Hayat, en basit ve en temel anlamı ile yaşam demektir. Doğumla başlayıp , ölümle son bulan. Acıların, üzüntünün, mutluluğun, umudun, aşkın, başarının, başarısızlığın; kısaca her duyguyu sonuna kadar yaşadığımız zaman dilimi. Birçok güzelliğiyle bize eşlik eden dünyamızla renklenen hayat. Yaşamak için mücadele ettiğimiz hayat. Kimi zaman ölümden kaçtığımız hayat. Neden hayata bu kadar bağlıyız? Zor bir soru. “Neden?” Her şeyin bir sebebi olması lazım. Yaşamının da bir sebebi olması lazım. Hayatın anlamı ne?
Ünlü filozoflarda bu soruyu sormuşlar. Mesela Platon. Platon’a göre, hayatın anlamının “Daha çok öğrenmek. ”Aristo, insan mantıklı bir varlıktı ve gayesi iyi olmaktı. Kantianizm’e göre hayat, “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, başkalarına öyle davran.” anlamına geliyordu. Hepsinin bakış açısı bambaşka ama aynı kapıya çıkıyor, fayda sağlamak. Zihinsel, manevi ve kişisel faydadır bunlar. Üçünün de yaşam tarzı bambaşka ama gayeleri aynı. Eğer fayda sağlamıyorsam neden yaşıyorum? Bu da diğer zor sorulardan beri.
Peki biz niye yaşıyoruz? Ne için yaşıyoruz ya da kim için yaşıyoruz? Neye fayda sağlıyoruz? Ne katkımız var dünyaya? Bu soruların cevabının hepsi 7 milyar 924 milyon kişi içinde aynı. Evet, aynı. Herkes başta kendi daha sonra hayalleri için yaşar.
“Bireyin en önemli sanat eseri yaşama bakışı ve yaşam tarzı değil, hayalleri ve kendisidir.”