Küçükken annem bana, kendi çocukluğunda izlediği bir filmdeki zeki ve sevimli adı Flipper olan bir yunusu anlatırdı. Severek dinlerdim. Hep merak ederdim bu Flipper pembe olsa nasıl olur diye. Sonra bir gün, pembe yunusların gerçekten var olduklarını öğrendim. Bugün size biraz onlardan bahsetmek istiyorum.
Asıl adları Amazon Nehir Yunusları diye biliniyor. Adından da anlaşılacağı üzere Amazon Nehri’nde yaşamaktalar. Dünyanın ilk pembe yunusu, ABD’nin Lousiana kentindeki Inland Gölü’nde, Kaptan Erik Rue tarafından görüntülendi. Kaptan Erik Rue; “Daha önce buna benzer bir şey görmemiştim. Bütün vücudunun tamamı pembe renkteydi. Sağlıklı görünüyordu. Rengi dışında her şey normaldi ve çok güzeldi. Pembemsi gözlerinden onun albino olduğunu anladık.” diye açıklamış. Albino renklenmeyi sağlayan pigmentlerin eksikliğinden kaynaklanan genetik bir hastalıktır. Pembe renkli yunusun ilk başta albino hastası olduğu düşünülmemişti. Ancak bilim adamlarının gözlemlerine göre bu sıra dışı yunusun renginin tuhaflığı albinoya bağlı olduğu belirlendi.
Günümüzde ticari balıkçılık ve gelişen insan nüfusu ve Güney Amerika’da tropikal yağmur ormanlarının tahrip olması nedeni ile bölgedeki birçok tür gibi Pembe Yunusları da tehlike altına sokmaktadır. Pembe yunusların ticari bir değeri olmamasına rağmen, av balıklarını ve malzemelerini korumak için balıkçılar tarafından öldürüldükleri bilinmektedir.
Fiziksel olarak boyları 2.5-3 m ağırlıkları ise 90-150 kg civarındadır. Nehir tabanlarında yaşayan küçük balıklar ve kabuklu canlılar ile beslenirler. Bazen de küçük kaplumbağalar öğünlerine girmektedir.
Yunuslar, doğal bir su altı radarı sistemine sahiptir. Gözleri kapatılan bir yunus, dipteki balıkları eliyle koymuş gibi şaşırmadan bulur. Bunun sebebi araştırılmış, yunusların çeşitli sinyaller yaydığı anlaşılmıştır. Sinyaller sayesinde, deniz dibindeki balıkların yerini keşfetmektedir.
Pembe yunuslar, insanlarla karşılaştıklarında normal şartlarda dostça ve sakin bir tavır sergilemektedirler. Fakat tüm yunuslar gibi agresif olabilmektedirler. Alabora olan kanolardan düşen insanları kıyıya sürükleyerek götürdükleri bilinir. Burada “Kıyıya Götürmek” iyimser bir tanımlama olmuştur. Çünkü amaçları insanların hayatını kurtarmak değil, kendi bölgelerinden onları uzaklaştırmaktır. Bu amaçlarını yerine getirirken, pek de kibar oldukları söylenemez.
İşte! Pembe Flipperim gerçekten de yaşamaktadır.