Pelin bir sabah uyandığında annesine seslendi “Anne kahvaltı hazır mı?” dedi.
“ Kızım günaydın kahvaltı hazır gel kızım. Sofraya babanı da çağır gelirken.” dedi annesi fakat o gün Pelin’in doğum günüydü. Pelin’i bir sürpriz bekliyordu. Annesi ve babası onun için altın bir bileklik almışlardı. Pelin hediyesini açınca çok şaşırdı ve çok mutlu oldu. Anne ve babasına teşekkür etti. Akşam olmuştu. Pelin yatağına yatmıştı ve kitabını okumuştu. Sonra güzel bir uykuya daldı. Sabah olunca Pelin okul için tam hazırlanacakken kardeşi “Pelin sessizce ve yavaşça yere bakar mısın? Ben mi yanlış görüyorum yoksa ayağımın dibindeki bir altın bileklik mi?” Dedi.“ Evet kardeşim o benim kıymetlim. Neredeyse bilekligimi kaybedecektim söyledigin için teşekkür ederim canım kardeşim. Hadi şimdi okula gidelim.” dedi ve okula gittiler. Kardeşi için okulun ilk günüydü aslında. Pelin için de ikinci sınıfın ilk günüydü. Öğretmenleri Ayşegül hanım çok nazik biriydi ve Pelin onu çok seviyordu. Pelin’in ve kardeşinin ilk okul günü çok güzel geçmişti. Okulu çok sevmişlerdi ve okuldaki ilk günleri sona ermişti. Eve döndüklerinde Pelin altın bilekliğinin yerinde olup olmadığını kontrol etti. O günden sonra eve her geldiğinde bunu yaptı. Çünkü bilekliği onun için çok özeldi.
Pelin’in Hediyesi
(Visited 9 times, 1 visits today)