Pazar Kampı

Bir cuma günü yine okula gitmiştim ve derslerimi işleyip evime geri dönmüştüm. O sırada arkadaşlarımızın grubuna Çınar’dan şöyle bir ileti geldi: “Bu cumartesi bir kamp alanından yer ayırttım, gelmek isteyenler gruba yazabilir.” İletiyi görür görmez hemen aileme sordum ve onay aldıktan sonra gruba gelebileceğimi yazdım. Altı kişilik bir grup oluşmuştu ve herkes katılacak, eğlenceli bir gün geçirecektik. Çantamı hazırlayıp erken kalkmam gerektiği için erkenden uyudum.

Sabah oldu, kalktım, kahvaltımı edip kapının önüne çıktım. Kaan’ın babası minibüsüyle geldi ve beni aldı. Diğer arkadaşları da alıp kamp alanına doğru yola çıktık. Birkaç saat sonra vardık ve çadırlarımızı kurduk. Akşam olduğunda odun toplamak için ben görevlendirildim. El fenerimi alıp tek başıma odun toplamaya çıktım. Rahat davranıyordum çünkü çadırlarımızın üzerinde ışık vardı ve kamp alanı bu sayede belli oluyordu.

Yere bakarak odun ararken etrafımda hiç ışık olmadığını fark ettim. Anlamıştım, kaybolmuştum. Bu korkuyla birlikte hemen telefonumla arkadaşlarımı aramaya çalıştım fakat telefon çekmiyordu. Geceyi burada geçiremezdim. Bir ağaca tırmandım ve telefonun çekmesi için uğraştım. Biraz sinyal aldıktan sonra kamp yetkililerini arayıp bulunduğum yeri tarif ettim. Beni alıp kamp alanına geri bıraktılar. Arkadaşlarım çok endişelendiklerini söylediler ama ben umursamayıp eğlencemize devam etmemiz gerektiğini söyledim. Biraz eğlendikten sonra uyuduk.

Sabah kalkıp kahvaltımızı ettik ve Kaan’ın babası, dün olanları duyunca erkenden geldi ve bizi evlerimize bıraktı.

(Visited 27 times, 1 visits today)