Çocuklara zekanın bir kağıt parçasıyla ölçüldüğünü göstermek ve ona inandırmak bence çocuklarının zeka denilen kavramı tek bir boyuttan ve oldukça somut bir kavram olarak görmelerine neden oluyor. Çocuklar zeka nedir sorusuna verebilecekleri bir cevapları dahi yok çünkü onların zeka kavramının ne olduğuna dair en ufak bir fikri bile yok. Zekanın ne kadar eşsiz, kendine özgü ve mükemmel bir kavram olduğunu belki yıllar sonra belki de hiç fark edemiyorlar.
Nedeni çok açık. Çocukluktan beri insanla sadece sayısal veya sözel zekanın varlığına inandırılmışlardır ve inandırılmaya deva ediyorlar. Sadece inandırmakla kalmayıp bunun üzerine binlerce değişik test yapıyorlar. Fakat aslıda zeka kendi içinde o kadar derin ve benzersizdir ki aslında insanı insan kılandır. Zeka bir insanın düşüce tarzını,bakış açısını, davranışlarını hatta ve hatta hareketlerini kontrol eden bir yapıdır .Eğer yeryüzü sadece iki çeşit zekadan oluşsaydı nasıl bu kadar farklı düşünce tarzları, farklı meslekler , farklı yaklaşımlar orta çıkacaktı ?
İşte zeka kavramının aslında basit bir yapı olmadığını kanıtlayan Howard Gardner’in teorisinden yola çıkmak istiyorum . Bu teorinin adı Çoklu Zeka Kuramı . Mutlaka bir kez ismini duymuşsunuzdur. Bu teori zekanın tek bir boyuttan oluşmasından ziyade her insanda kendine özel ve eşiz boyutları olduğunu savunan bir teoridir. Bu teorinin içinde dokuz ana başlık bulunmaktadır. Bunlar ; uzmansal zeka, müziksel zeka,sözel zeka,içsel zeka, sosyal zeka,matematiksel zeka,doğasal zeka ve varoluşsal zeka olarak dokuz ana başlığa ayrılmışlardır.
Bu zeka türleri her insanda farlı şekilde, farklı gelişmişlikler de bulunmaktadır. Fakat eğer doğru mekan zaman ve yöntemle geliştirilmeye çalışılırsa her bir zeka türünü geliştirilebileceğini ve insan birçok yeni bakış açısı kazandırılabileceğini de daima bilmeliyiz.
Şimdi asıl gelelim problemimize , kaç tane çocuk sözel ve sayısal haricinde aslında yedi tane daha farklı türden zeka olduğu biliyor ? Maalesef ki çok az sayıda . Tabii ki burada çocukların hiçbir suçu yok. Lisede bile meslek seçimini sadece sözel ve sayısal olarak ikiye ayırmak üzerinden kurulmuş bir eğitim sisteminde çocukların ne gibi bir suçu olabilir ki? Fakat maalesef ki bu basit düşünce tarzı dünya için hiç parlayamamış bir çok yıldızı daha parlayamadan sönük bırakıyor.
Kısacası bir insan beynini , on beş sorudan oluşan bir kağıt parçasıyla ölçülemeyecek kadar muazzam ve farklı bir yapı olduğunu unutmayalım . Çocuklara daha küçücük yaşlarında onlara zeka kavramını tekdüze bir yapıymış gibi anlatıp parlak geleceklerinin ışıklarını çocuk yaşlarında kapamamalıyız. Unutmayalım ki bir insan beyni istediği zaman her şeyi yapabilir.