Parktaki Kan

Lisedeki hayatım hep çok karışıktı. Üzüntülerimi, mutluluklarımı, heyecanlarımı, korkularımın hepsini bir arada yaşamıştım. Birçok sevgilim oldu ama kimse onun yerini tutmadı benim için. O çok farklıydı. Her şeyimin ilkini onla yaşamıştım. İlk aşkım, ilk öpücüğüm, ilk biram, ilk sigaram hep onlaydı ama nedense o gitmişti. Hiçbir nedeni yokken gitmişti. Sevdiğini söylemişti ama o zaman neden gitmişti? İstediği her şeyi yapmıştım ama yine de yeterli olmamıştı bunlar. Birisi bana böyle bir şeyin olacağını söyleseydi imkânsız derdim. Çünkü her şey o kadar iyi gidiyor gibiydi ki ilk benden ayrıldığında inanmamıştım bile, şaka yapıyor sanmıştım. Ama yapmıyormuş…Bugünden itibaren ayrılığımızın 2.yılı ve ben hala her gün onu düşünüyorum. Büyük ihtimalle yarın da onu düşüneceğim ve ondan sonraki günler de. Yazmaya gururum el vermiyor çünkü benden ayrılan ilk sevgilimdi. Yanlış anlamayın birisinin benden ayrılması kötü bir şey olduğundan değil sadece alışık olmadığım bir durum olduğu için o kadar üzülmüştüm. Her şey onu hatırlatıyordu ve özellikle yarının sevgililer günü olması da onu unutmama pek yardımcı oluyor gibi değildi. Hiç işe yaramayacağını bilsem bile içimden sadece tüm gün evde oturup ağlamak geliyordu. Acaba o da beni hala özlüyor muydu? Hayatında başka biri var mıydı? Hatta evlenmiş bile olabilirdi.

Yalnızlığımın sadece kafamda olmadığını biliyordum ama hayat buydu işte bazen olmayınca olmuyordu. Zorlamamak lazımdı bazı şeyleri. Yapılacak bir şey yoktu. En azından şimdilik. Tabii ben bunları yeni sevgilimin günlüğümü okuyup aşkından öldüğüm çocuğu kendi elleriyle bıçaklamadan önce söylemiştim.

Sevgililer günü için sevgilimle buluşmuştuk aklımda hala benden 2 yıl önce ayrılan sevgilimin olduğundan habersiz bana en sevdiğim çiçek ve çikolatayı getirmişti ve ilk buluştuğumuz kafeye gelmiştik. Ona yanağından bir öpücük verip yerime oturdum. İki latte söyledik ama ortaya bir şey söyleme gereğinde bulunmadık. Neyse ki çikolatalar vardı çünkü asla doymayan biriydim. Neyse konumuza dönecek olursak oturduğumuz kafede 2-3 saat takıldıktan sonra parka bisiklet sürmeye gittik ve bir baktım eski sevgilim bankta bizi bekliyor. Görmemiş gibi yapmaya çalıştım yani çünkü denk gelmiş olabilirdik ama ayağa kalkıp bize doğru gelince bunun planlı olduğunu anladım. İşlerin daha kötüye gitmemesi için yüzüne bile bakmadan sevgilimin kolundan çekip diğer yöne gitmeye çalışıyordum ki sevgilim bi anda durdu ve arkasını döndüğü gibi eski sevgilime yumruk attı. Onu yerde görmemle beraber kendimi de yerde buldum. Buna inanamıyordum. Sevgilim bana tokat atmıştı. İlk defa… Kendinden geçmiş bir şekilde bağırıyordu, o anda burnumun kanadığını gördüm ve başım dönmeye başladı. Beni kafamdan tutup eski sevgilime çevirdi. Bu anı görmemi istiyordu. Ne kadar gözlerimi kapamaya çalışsam da buna izin vermedi. Bıçağı belinden çıkardığı gibi tam kalbinin ortasına sapladı çocuğun. Ben de orda ölmeyi diledim. Keşke ölseydim…

(Visited 56 times, 1 visits today)