Eskiden 9 tane gezegen vardı. Ama bunlardan biri olan Plüton artık gezegen sayılmıyor. Benim hikayemde bu gezegenlerin arasında yeni bir gezegen var. Adı da “TUGLAKA”dır.
Bu gezegende bir tane bile para yoktur. Tuglaka’ya başka gezegenlerden gezmeye gelen adamlar para getirirlerdi. Ama Tuglaka’da parayla bir şey alınamazdı. Tuglakalılar parasız yaşamaya alışmışlardı. Onun için parası olanlara hiç karşılık vermiyorlardı. Tuglaka tam 4 uydusu olan güzel bir gezegendi.
Pazartesi günü Akın diye bir çocuk Tuglaka’ya gider. Onun gezegeninin adı DÜNYA’dır. Tuglaka’lı bir çocuk sorar:
-Sen de kimsin?
-Benim adım Akın.
-Nereden geliyorsun?
-Ben Dünya’dan geliyorum. Karnım biraz acıktı, nereden yiyecek alabilirim?
-İşte orada market var. Gel beraber gidelim.
-Tamam.
Yürürler… Akın sorar:
-Senin adın ne?
-Mano.
-Memnun oldum Mano.
-Ben de memnun oldum Akın.
Markete geldiklerinde Akın kraker ve meyve alır. Kasaya gittiğinde aldıklarının fiyatını sorar. Bir de ne duysun?!
-Burada para geçmez küçük adam! Burada bir şey alınca karşılığında para dışında bir şey verilir.
Der kasadaki çalışan.
-Ama yanımda başka bir şey yok ki…
-Bak bu bey et karşılığında insanların gerekmeyen eşyalarını alır. Bu hanım oyuncak karşılığında boya kalemleri alır.
Akın sorar:
-Niye boya kalemleri alıyorsunuz?
-Şu anda bir projede çalışıyorum. Hayata yeni renkler katmak istiyorum.
-Ben de size Rusça öğretsem olur mu?
Diye sormuş Akın.
-Neden olmasın?
Demiş herkes.
Böylece Akın’ın karnı doymuş. Dünyaya döndüğünde insanlara Tuglaka’yı anlatmış. “Biz de yardımsever olalım” demiş.
Sonraki blog yazımda görüşmek üzere…