Selam sana sevgili okuyucum, öncelikle onca sayfa arasında benim yazımı seçip girdiğin için teşekkür ederim. …
Bugün sana Çoklu Evren ya da diğer deyişle Paralel Evren Teorisi’nden söz edeceğim. Öncelikle sana paralel evrenin kabaca ne olduğundan bahsedeyim. Yaşadığın evin, içinde yaşadığın zamanın, gördüğün göremediğin maddelerin ve kullandığın enerji ile fizik kanunlarının aslında tek değil binlerce FARKLI şekilde olabileceğini düşün. Paralel evrenin oluşumu hala muallakta olsa da çıkış kaynağı olarak, evrenin bir patlama neticesinde oluştuğu düşünülür. Evren hala genişlemekte ve sebebi bilinmemektedir. Bilim insanları doğası gereği, hep bir açıklama içindedir. Paralel evren teorisi tam da bu noktada devreye girer. İnsanlar evrenin ilk patlamasını yaratan noktayı bir türlü açıklayamaz. Bir teoriye göre paralel evrenler birbirleriyle çarpışarak yeni evrenler yaratır. Bir diğer teoriye göre sadece düşünce ile yeni evrenler yaratılır. Birçok evrenin kendi içinde geliştiğini ama tarihlerinin faklı şekillerde tamamlandığını düşünürsek, belki de insanlar farklı bir evrende (örneğin Atlantis) yok olmamış, tam tersine hala yaşıyor olabilirler. Paralel evren teorilerine göre her ne kadar diğer evrenlerin sayıları hakkında fikir yürütülemiyorsa da, o evrenlerle aynı zaman dilimini paylaştığımızı söyleyebiliriz. Yani bizim yaşadığımız evren diğer evrenlerle aynı zaman diliminde “paralel” olarak ilerliyor.
Ne dersiniz… Bir an birlikte fikir yürütelim. Paralel evrenler bir an için birbirleriyle aynı zamanda ve aynı mekanda herhangi bir sebepten dolayı birbirlerine yaklaşsalar ve birbirlerine geçseler… O evrende belki de kendimizi görme şansımız olurdu. Dahası belki de o evrende kendimizi çok farklı bir şekilde gözlemleyebilirdik. Aldığımız herhangi bir karar belki de o evrende bizi çok farklı bir insan yapmıştır.
Aslına bakılacak olursa insanlar birçok konu hakkında fikir yürütür ama bunu ispatlayamaz.
Konu ile ilgili başka bir fikir ise evrenlerin yuvarlak ve küme halinde değil, tam tersi bir yaprak şeklinde olmasıdır. Bu da evrenlerin birbirleriyle çarparak yeni evrenler oluşturduğunu ve Big Bang Teorisi’ni desteklediğini gösterir. Bir diğer teori ise, her bir düşünceden (evren) bir damla oluşturursak biz aslında bir denizde oluruz çünkü her gün öyle veya böyle fikir ayrılığı yaşadığımız oluyor ve bu her fikir ayrılığı olası bir paralel evren yaratıyor.
Sadece hayal edin sevgili okuyucularım sizce de korkutucu değil mi? Gelişmiş bir medeniyet tarafından izlenmek… Hatta ve hatta kendiniz tarafından izlendiğinizi bir düşünün. Düşünce sınırımızı çok aşan bir durum şu anda size bahsettiğim şey ve insan en çok anlayamadığı şeylerden korkarmış. Umarım günün birinde şu anda anlayamadığımız ve korktuğumuz şeylerden korkmaz, geleceğe emin, gelişmiş ve açık görüşlü adımlar atarız.