Bir insanın parasının ve şöhretinin olması, o insanın güçlü olduğunu düşündürür ve o insanın kendisini çok özel hissetmesini sağlar.
Varlıklı bireyler, çok paraya sahip olduğunda her istediğini satın alabilir; her türlü ihtiyacına istediği miktarda erişebilir. Şöhret ise kişiye değer katmasının yanında, toplum içinde saygınlık kazandırır ve bazı insanları da şımartabilir. Örneğin, Christiana Ronaldo küçüklüğünde çok fakir bir ailenin çocuğu iken, büyüyüp futbol oynamaya başladığında, kazandığı şöhret ve para ile toplumda yer edinmeye başlamıştır. Ancak, birey çok fazla şöhret sahibi olduğunda kendisine veya ailesine ayıracak vakti kalmaz. Çok miktarda para ise kişileri yanlış alışkanlıklara sürükleyerek, geri dönüşü olmayan bir yola sokabilir. Bu yola giren insanların durumu, halkın o insanı sevmemesiyle, parasının ve şöhretinin elinden alınmasıyla, hapse girmesiyle sonuçlanabilir.
Sonuç olarak, hayat denge üzerine kuruludur. Bu denge bozulursa, kişinin sosyal hayattan kopmasına ve beklenilenin aksine mutsuz olmasına sebep olabilir. Elimizdekilerin değerini bilmeli, aşırılara kaçmamalıyız. Bu sayede aile hayatımızda da, sosyal çevremizde de mutlu olabiliriz.