Gökyüzü karanlık, sessiz
Yeryüzü bembeyaz bir pamuk misali
Ne kuş sesi var ne kedi
Ellerimin arasında bembeyaz bir kar tanesi
Sulu, soğuk ve sessizlik ötesi
Ne güzeldir beyazda kaymak, yürümek,
Ama bir o kadar da zordur
Kaymadan yolda ilerlemek,
Karda, kışta…
Kar yağmazsa üzülür toprak
Bekler beyaz örtüyü,
Üzerine yorgan gibi örtmesini
Soğuk ama sımsıcak.
Kış ayları gelmeye başladığında bir yandan yazın bittiğine üzülür, bir yandan da karın yağmasını bekleriz. Ne zaman kar yağsa başımı gökyüzüne doğru kaldırır bakarım. Derin bir karanlık içinde pamuklar uçuşmaktadır. Aynı zamanda derin bir sessizlik vardır. Kuşlar çoktan göçmüş gitmiş ve insanlar evlerinde, sokak hayvanları da saklandıkları yerlerde beklerler. Bir an önce dışarı çıkıp biriken kara dokunmak isteriz ve dokunduğumuzda ise o bembeyaz pamuğun sulu ve soğuk olduğunu fark ederiz.
Çocuklar karın her tarafı kaplamasını ve oldukça kalın olmasını ister. Çünkü onlar için kalın karda kaymak, kartopu oynamak çok eğlencelidir. Ancak büyükler için kar demek mücadele etmek demektir. Arabaların kaymasını engellemek, düşmeden yürümek gibi kaygıları vardır.
Karın yağmasını çocuklar gibi tarımla uğraşan çiftçiler de çok sevinir. Çünkü çok kar demek verimli toprak, bol ürün demektir. Aslında kar, sadece çiftçiler için değil tüm canlılar için çok önemlidir yaşam kaynağıdır. Soğuktur ama bir o kadar da çok sevilir.