Bu yıl cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyoruz. Atatürk’ün sözleri sürekli aklımda ” Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Ne mutlu Türk’üm diyene!” Bu sözler bana hep ilham olmuştur. Her şeyin başlangıcıydı 19 Mayıs 1919.
Ülkemizin her bir tarafından saldırıyordu düşmanlar. Ülkemizi doğudan, batıdan her yerden işgal ediyor, Türk halkına zulüm ediyorlardı. Biri çıkageldi sarı saçlı, mavi gözlü bir beyefendiydi. Yurdumuzu düşmanlardan kurtaracağını söylüyordu, kimdi bu cesur yürekli kahraman? Mustafa Kemal Paşa’ydı elbette. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a gitti bir vapur ile milli mücadelemizi başlattı işte o gün… Ülkenin her yerinde kongreler, toplantılar yaptı. Herkes milli mücadelemize katkıda bulundu: kadınlar, çocuklar, yaşlılar… ve daha niceleri… Mustafa Kemal ”Ya istiklal, ya ölüm!” diyordu bir yola çıkmışlardı ve bu yolun dönüşü yoktu. Askerlerimiz şehit oldu, halkımıza zulüm ettiler, bayrağımızı ayaklar altına aldılar ama yılmadık. Devam ettik milli mücadelemize. Mustafa Kemal ve silah arkadaşları tüm gün sadece üzüm hoşafı ve kuru ekmek ile ayakta kalıyorlardı. Askerlerimiz şehit düşüyordu ama yılmıyorduk ve yıl 9 Eylül 1922’de elini kolunu sallaya sallaya dolaşan Yunan askerleri İzmir’den denize döküldü. Yıl 1923’te bağımsızlığımızı kazandık! Milli mücadele sona ermişti. Türk milleti boyun eğmemişti ve her ülkenin olduğu gibi bizim de bağımsızlığımızın sembolü olan bayrağa ihtiyacımız vardı. Şehitlerimizin kanlarının üstüne doğdu şanlı hilalimiz ve yıldızımız. Türk halkı ve Mustafa Kemal bayrağımızın şehitlerimizin anısını taşımasına istedi ve bu yüzden bayrağımızın rengi kırmızı ve üstünde hilal ve yıldız var. Ayrıca savaşta bazı şehirlerimiz unvan aldı: Maraş’ın adı Kahramanmaraş oldu, Antep’in adı Gaziantep oldu, Urfa’nın adı Şanlıurfa oldu. Yıl 1923 Mustafa Kemal, Türk milletinin cumhurbaşkanı seçildi ve sadece ülkemize yenilik katmadı o yeni bir devrin öncüsü oldu. Soyadı kanunu getirdi, kadınlara hak ve özgürlük tanıdı. Giyim konusunda da yenilikler getirdi, Türkçenin temelini oluşturan alfabemizi de yeniledi. Soyadı kanunu ile birlikte Mustafa Kemal’in soyadı Atatürk oldu. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına borcumuz asla ödenmez ama onlar için Atatürk’ün sözünde dediği gibi ”Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” Biz de onun dediği gibi vazifemizi yerine getireceğiz.
EY TÜRK GENCİ, EĞER ŞU AN BU YAZIYI OKUYOR VE BU TOPRAKLAR ÜZERİNDE RAHATÇA YAŞAYABİLİYORSAN BUNU ATATÜRK VE SİLAH ARKDAŞLARINA BORÇLUSUN ONLAR İÇİN Türk istiklalini ve Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa et. VE ŞUNU DEMEYİ UNUTMA: EY ATA’M AÇTIĞIN YOLDA GÖSTERDİĞİN HEDEFE HİÇ DURMADAN YÜRÜYECEĞİME ANT İÇERİM NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!