Çoğu dilde toplumsal cinsiyet ve biyolojik cinsiyet için iki farklı kelime kullanılsa da biz sadece cinsiyet deyip geçiyoruz. Bu kavramları birbiriyle özleştiriyoruz. Oysa bu iki kavram birbirlerinden çok farklı. Biyolojik cinsiyet doğuştan sahip olduğumuz özelliklerken toplumsal cinsiyet toplumun bize yüklediği rollerdir. İşte bu noktada cinsiyet rolleri dediğimiz kavram ortaya çıkar.
Peki cinsiyet rolleri nedir? Bir bebek doğduğu anda ilk olarak “Erkek mi kız mı?” sorusu yöneltilir. Ardından roller yüklenmeye başlanır. Cinsiyetine göre isim belirlenir, hangi renkte giyineceği seçilir, oynayacağı oyuncaklar bile ayarlanır. Erkekler atılgan, sinirli, güçlü, özgür; kızlar kibar, evcimen, yumuşak başlı, hamarat sıfatlarını alırlar. Toplumun bu sıfatları vermek için tanıması gerekmez onları, cinsiyetini bilse tamamdır. Bu da ayrımcılığa sebep verir.
Bir misafirliğe gidildiğinde genelde evin kızına: “Kalk kız gibi kahve yap.” denmesi ya da ağlayan bir erkeğe “Erkek adam ağlar mı?” tarzı şeyler söylenmesi size çok da yabancı gelmemiş olmalı. Bunlar günlük hayatta çokça kullanılan kalıplardır çünkü. Yani bu durumda hiçbir erkek mutfağa girmesin, kadınlar bütün ev işlerini çekip çevirsin, erkekler bütün gün evi geçindirmek için çalışsın. Ayrıca kadınlar istediği gibi ağlayıp duygularını belirtebilsin ama erkekler ağlarsa zayıf olsun. Kadınlara duygu yüklemesi yapmak doğrudur ama erkek kaya gibi durup her türlü dış etkeni kaldırmalıdır. Mantıklı mı bu?
Cinsiyet rolleri aynı zaman da ön yargıya da sebep olur. Şimdi gözlerinizi kapatıp hayal edin bir parktasınız, önünüzden şu ana kadar yirmi erkek geçti. On dokuzu kısa saçlı bir tanesi uzun saçlıydı, kafanızda onun hakkında daha fazla şey canlanacaktır. Toplumda ki çoğu kişi o birey hakkında daha kötü düşünecektir. Oysa sadece saç modeli farklıydı. Varsayalım ki bu olay bu şahsın kendini toplumdan soyutlamasına sebep oldu, hayatında bir şeyleri değiştirdi. Gerçekten buna hakkımız var mı?
Bu düzeni mi sağladı peki? Yoksa sadece ayrımcılık mı yaptık? Ayrımcılık yaptık tabii ki de. Bireyler toplumda istediği gibi gezemeyecek, duygularını gösteremeyecekse nasıl yaşayacaklar? Herkes istediği saç modelini kullanabilir. Kişisel olarak, erkeğin kısa kadının uzun saç modeli kullanması gerektiğini savunan bir birey; kendisi için istediği modeli seçebilir elbet ama başkalarına karışması yanlış olacaktır. Cinsiyet rolleri tam da bu yüzden yanlıştır. Kendimizde bir şeyi güzel buluyoruz diye başkalarının da aynı şeyi yapmasını isteyemeyiz. Özgün olmak bir ayrıcalıktır. Öncekilerden böyle görmemiz bizim de böyle devam ettirmemiz gerektiğini göstermez. Cinsiyet rolleri ön yargı ve ayrımcılığa sebep olur. Toplumda düzeni sağlamaz aksine bozar.