Artık yapay zeka (AI) robotları, yani yapay zekâ, bizim yerimize her şeyi yapıyor.
Çoğu zaman bizden daha iyi yapıyor. Bu çok güzel, ancak hayatımızın her alanına girdiğinde biraz garip oluyor. Artık yapay zekâlar ödev yapıyor, yazı yazıyor, şiir yazıyor. Düşünsenize, devlet yeni bir karar alıyor ve İstiklal Marşı’nın yerine yapay zekânın yazdığı yeni bir şiiri koyuyorlar. Aklımı kaçırırım! Aslında ben de kendim için bir yapay zeka tasarladım, her şeyi yapıyor ama ayara göre spesifik derecesi değişiyor. Ben olsam, bu yapay zekâyı çocuklara, gençlere, engellilere ve yaşlılara örnek olabilecek, zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olacak, onları mutlu edecek yazılar yazdırırdım. Hem insanlara yardım eder, hem de böyle şeyler yapmaya teşvik ederdim. Aynı zamanda her yaş grubuna uygun zorluk derecelerine sahip bir kurs ile, nasıl kendi yapay zekânı yapmayı ve bunu olumlu amaçlarla kullanmayı öğretirdim. Bu şekilde, insanların hayatlarını kolaylaştırırken, onlara aynı zamanda pozitif bir bakış açısı kazandırırdım. Yapay zekânın sadece verimlilik değil, aynı zamanda insana değer katma açısından da kullanılması gerektiğini savunurdum.
Gerçekten insanlara fayda sağlayan teknolojiler geliştirmek, bana göre teknolojinin en büyük amacı olmalı.