Ortaya Çıkamayan Gerçekler

Yeni bir işe başlamıştım. Yedi yıldır çalıştığım yerden yeni kovulmuştum. Her şey çok iyi gidiyordu ama patronum istifa etti. O istifa edince en uzun orada olan ben olduğum için yerine ben geçerim diye düşünmüştüm. Fakat onun yerine daha iki yıldır orada çalışan birini getirince sinirlendim ve bu kovulmama sebep oldu. Gazetecilik alanında iş bulmak kolay değil ama sonunda bir iş buldum. Ablam bu iş görüşmesini bana almak için çok uğraştı ve onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. O kadar büyük bir şirket değil fakat bana para kazandırması ve eğlenmem önemli.

Binaya girdim ve patronumun asistanı bana patronumun odasını gösterdi. Patronum bana masamı gösterdi. Yaklaşık yarım saat sonra bizi toplantıya çağırdı. O ay yazacağımız artikelleri dağıttı. Bana daha yeni başladığım için kolay bir konu vereceklerini düşünmüştüm. Beklediğim gibi de oldu. Sadece bir kitapla ilgili araştırma yapmam gerekiyordu. Kitabı almak için kitapçıya gittim ama o kitabı satmıyorlardı. Kısa bir aramadan sonra yakınlarda bir kütüphanede buldum. Kitabı aldı ve biraz incelemeye başladım. Kitap eski ve uzundu, bin dokuz yüz altmışlarda yazılmıştı. Yaklaşık yedi yüz sayfaydı. Bitirmek için çok vaktim yoktu, o yüzden hemen okumaya başladım. Başladığım gün yaklaşık bir yüz sayfa okumuştum. Kitabın yüz yirminci sayfasına geldiğimde el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası gördüm. Numarayı arasam mı aramasam mı diye emin olamadım. Birkaç gün sonra kitabı bitirdim ve numarayı aramaya karar verdim. Numaranın konuya bir katkısı olabilir diye düşündüm. Telefonu bir kadın açtı. Kadın ˝kiminle görüşüyorum?˝ diye sordu. ˝Merhaba. Numaranızı bir kitabın sayfalarından birinde buldum.˝ diye cevap verdim. Kitabı görmek istediğini söyledi. İki gün sonra bir kafede buluştuk. İki gün içerisinde küçük bir araştırma yaptım. Kadın yazarın üvey kızıydı. Yazar ikinci karısıyla evlendiğinde hamile olduğunu ve çocuğun ondan olmadığını öğrenmiş. Fakat yazar karısı ile boşanmadan önce ölmüş. Kimse nasıl öldüğünü veya kimin öldürdüğünü bilmiyormuş. Kitabı ona gösterdim ve kitabı hayatında ilk kez gördüğünü söyledi. Şaşırdım çünkü kitabı üvey babası yazmıştı. Üvey babasının o daha çok küçükken öldüğünü ve kim olduğunu bilmediğini söyledi. Kadının bir şeyler sakladığı çok belliydi. Biraz daha araştırma yaptım. Kadın doğduğunda kitap basılalı altı yıl olmuştu. Okumamış olma ihtimali olmadığını düşündüm.

Kadınla bir daha buluşmak istediğimi söylemek için aradım. Ama ulaşamadım. O akşam bir haber yayınlandı. Kadın ölmüştü. Babasını öldüren katil kadını da öldürmüştü. Biri vardı ve bir gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyordu. Polis ilk olarak kadının annesinden şüphelendi. Onu tutukladılar ama birkaç gün sonra o da hücresinde ölü bulundu. İntihar değildi ve polis başka şüpheli bulamıyordu. Üstünden birkaç gün geçtikten sonra bir detektifle iletişime geçtim ve cinayetleri kadının gerçek babasının işlediğini düşündüklerini söyledi.

(Visited 17 times, 1 visits today)