Yaz tatiliydi. Okuldan bir grup arkadaş kamp yapmaya gitmiştik. İlk iş olarak iş bölümü yapmıştık. Bana odun toplama görevi düşmüştü. Karanlık çökmeden arkadaşlarımdan ayrıldım. Bir an önce odunlarla dönüp ateş yakmalı ve yanımızda getirdiğimiz yiyecekleri onunla ısıtmalıydık. En zorlu ve önemli görev benimkiydi. Ormanın derinliklerine doğru ilerledim. İhtiyacımız kadar odunu topladım ve dönüş yoluna geçtim. Ancak kaybolduğumu çok geçmeden anladım. Pusulam toplandığımız alanda çantamda kalmıştı. Geri dönemeyeceğimi anladım. Hava göz gözü görmeyecek kadar karanlıktı. Geceyi yalnız başıma ormanda geçirmekten başka çarem yoktu. Gün yavaş yavaş yavaş ağarmaya başlayınca yola koyulur kamp yerini bulurum diye düşünüyordum. Gecenin geç saatlerine kadar kendi boyutlarımda ağaçtan bir ev yapmaya uğraştım çünkü bu benim hayalimdi. Güçlükle dev bir ağacı oyarak kendime küçük bir kulübe yaptım. O yorgunlukla mışıl mışıl uyudum.
Sabah olduğunda arkadaşlarımın sesleriyle uyandım. Çok mutlu olmuştum beni önemseyen arkadaşlarım olduğu için. Ben kamp alanına dönmeyince benim için endişelenmiş ve el fenerlerini alarak hep birlikte beni aramaya çıkmışlardı. Ayak izlerimi takip ederek iz sürmüş, nasıl olduysa beni bulmayı başarmışlardı.