16 Nisan’daydık ve ailem beni her Yaz olduğu gibi yine bir yaz kampına göndermeye karar vermişlerdi. 17 Haziran’da kampımız başlayacaktı iki ay sürecekti her ülkeden her insan gelebiliyordu o yaz kampına geçen sene gittiğimde Afrika’dan birkaç çocuk İngiltere’den birkaç çocuk Amerika’dan Rusya’dan her ülkeden çocuk geliyordu tabii ki de Türklerde oluyordu bu sene en çok turistler gelecekmiş yaz kampına . biz de hemen ailemle havaalanına gittik Ailem beni uçağa bindirdikten sonra uçakta kendimi çoktan bir sürü arkadaş edinmiştim yaz kampı da Antalya’daydı bütün uçaktakiler çok heyecanlıydı hep birlikte sohbet ettik uçaktaki herkes de tanışmıştım. sonra Antalya’ya hemen geldik herkes bavullarını aldı. kalacağımız minik bir Oteldi Aslında otelde öğretmenler kalıyordu biz kampa gelen çocuklarda minik kulübelerde oda arkadaşlarıyla kalıyordu Herkes yerleştiğinde İlk önce öğretmenler bize yemek dağıttı. Öğretmenler akşamları da Marshmellowları ateş üstünde kızartıp yiyeceğimizi söyledi akşam ateş yaka bilmemiz için odun Gerekiyordu öğretmenler bütün herkese grup halinde farklı farklı yerlere ayrılıp odun bulmamızı söyledi . Biz de hemen işe koyulduk herkes grupları ile birlikte ormanın farklı yerlerinde odun bulmaya çalışıyorlardı Sonra herkes çok ileri gittiğini fark etti kamptan direk uzaklaşmıştık nerede olduğumuzu bile bilmiyorduk bütün gruplar birbirlerini gördü biz odun bulmaya çıkmıştık. Şimdi nerelerdeyiz dediler oysaki bir sürü odun bulmuştuk ama içlerinden bazıları ıslak olduğu için ateşte yanamayacaktı. Sonra sadece kendimizi bir gölün yanında bulduk bütün gruplar birleşip nerede olduğumuzu sorguladılar sonrasında birkaç saat geçti ve hepimiz acıktık gölün kenarında olduğumuz için gözde bir sürü balık yüzüyordu. Canlı gözüne görebiliyorduk sonra o balıkları Yememiz gerekiyordu yoksa aç kalacaktık sonra o balıkları tutmamız için olta gerekiyordu. Ama yanımızda otu olmayacaktı normalde odun toplamaya gitmiştik olta ne arasın yanımızda sonrasında İngiliz bir kızın kolyesinde Keskin bir kısım vardı bir kaç kişi balıkları tutmayı becermişti elleriyle İngiliz kızın kolyesindeki keskin yerle balıkları kestik kemiklerini çıkarttık ve ateşte biraz yaktıktan sonra yedik ateşi nereden bulduk diyorsanız Afrikalı bir kız gözlüğünü çıkardı, güneşe doğru tuttu güneşten cama gelen bir ışık ateş kıraca için onu da odunların üzerine doğru tuttuk ve balığı kızartabilecek bir ateşimiz oldu. sonra nerede Uyuyacağımızı konuştuk o hiç kimse uyumak için uygun bir yer bulamamıştı çünkü kumsaldaydık kamptan o kadar uzaklaşmıştık ki fark etmeden kim bilir kaç kilometre uzaktaydık. Sonra gözümüze bir ağaç Çarptı ve onun yaprakları küflenmişti ve çok büyüktü zaten öğretmenler sadece 48 kişiyi göndermişlerdi diğerleri kampta kalıp diğer işleri halledecekti 48 kişi yetecek kadar yaprak vardı yapraklar o kadar büyüktü ki onlar bir yatak ve örtünün Yerini bile kaplayabilirlerdi. Sonra herkes uyudu sabah uyandığımızda Kendimizi yine farklı bir yerde bulduk herkes ne olduğunu anlayamamıştı herkesin kafası çok karışmıştı. Sonra bir yandan öğretmenler her yerden çıkmaya başladı. öğretmenler ne olduğunu açıkladı meğer odun toplamaya gönderdikleri şey bizi başka yerlere göndermekmiş birlikte Bir gece boyunca neler yapabildiğimizi görmek istemişler sonra yaptıklarımızı efsane bulup bizi kutladılar hep birlikte otele döndük otele dönünce bize madalya verdiler. Çünkü yaptığımız şey güzel bir şeydi
Ormanda Bir Gece
(Visited 3 times, 1 visits today)