Bugün sizlere ormanda odun toplarken başımdan geçen kaybolma maceramı anlatacağım. O gün hava oldukça güneşliydi, ormanın içinde kuş sesleri ve rüzgarın hafif esintisiyle birlikte huzurlu bir atmosfer vardı. Odunları toplamak için derin ormana girdim, doğa ile baş başa olmanın verdiği huzuru hissediyordum.
Ancak zaman ilerledikçe, dallar arasında dolaşırken yolumu kaybetmeye başladım. Ormanın derinliklerinde, ağaçların arasında dolaşarak doğru yolu bulmaya çalıştım. Şanslıydım ki yanımda telefonum vardı; bu sayede acil durumda yardım alabileceğimden emindim. Telefonumun navigasyonuyla yolumu kolayca bulabileceğimi düşünerek derin nefesler alıp sakinliğimi korumaya çalıştım.
Bir süre sonra bir kamp çadırı gördüm ve orada bir süre dinlendim. Çadırın içinde sessizliği dinlerken kaybolmanın verdiği gerilim yavaşça yerini huzura bıraktı. Ancak daha sonra tekrar yola çıkmak için hazırlandığımda zamanın nasıl geçtiğini anlamadan yolumu aramakla geçirdim.
Tam o sırada telefonum birden bildirim aldı ve arkadaşlarımın bir kaza sonucu hayatlarını kaybettiklerini söylüyordu. Bu haber beni derinden sarsarak, içimdeki stresi ve üzüntüyü daha da artırdı. Onlarla yaşadığım anılar ve hayatlarındaki yerleri gözümün önünden geçti, kalbim hızla atmaya başladı.
Bir süre sonra, telefonuma arkadaşlarımın konum bilgisinin geldiğini fark ettim. Hemen annemi, babamı, abimi ve ablamı arayarak durumu anlattım ve onların olduğu yere ulaşmak için hızla harekete geçtim. Yolda geçen her an, kaybettiklerimin acısını yüreğimde daha da hissetmemi sağladı. Sonunda onları bulduğumda, hem sevinç hem de hüzün içinde birbirimize sarıldık.