Benim adım Pelin. Ben çok meraklı biriyimdir. Ben asıl ormanın içine girmeyi ve ormanları araştırmayı çok seven biriyimdir. Arkadaşlarım bana daha çok Pelin değil orman keşifçisi derler. Ben ve arkadaşlarımda ormanları araştırmayı severiz. Ben ve arkadaşlarım pazartesi günü kampa gidecektik ama hiç para vermeden ve sadece ailelerimizin haberi olacak şekilde planlamıştık. Biz servislere binmiştik. Yolculuk tamı tamına 50 dakika sürmüştü. Yolculukta bazıları uyumuş bazıları ise arkadaşlarıyla konuşuyordu( mesela ben). Ama ben uyuyamamıştım çünkü çok heyecanlıydım. Gelmiştik ve ben çok mutluydum. Çadırlarımızı almıştık. Sonra herkes çadırlarını kurmuştu. Biz Doğa’yla yerimizde duramıyorduk. Sonra biz öğretmene söyleyip ormana gittik. Biraz yürüdük ve durduk.
Doğa: Pelin, sessizce ve yavaşça yere bakar mısın? Ben mi yanlış görüyorum yoksa ayağımın dibindeki bir altın bileklik mi?
Ben: Aaaaa evet o bir altın bileklik onu hemen alıp sahibini bulalım.
Doğa: Hayır bilekliği öğretmene verelim
Ben: Evet aslında hemen öğretmene verelim
ikimizde koşa koşa kamp alanına gidip öğretmene verdik ve ne çıksın bilezik öğretmeninmiş. Sonra o gün orada kaldık ve ertesi gün yola çıktık. Sonra da ailelerimiz bizleri aldı ve evlerimize gittik.