Adı Samanörgüsü olan minik bir köyde yaşayan bir kız varmış. Kızın adı Cansu’ymuş. 8 yaşında olmasına rağmen çok akıllı bir kızmış. Köyün tüm sorunlarına çare bulur, köydekileri mutlu edermiş. Bazı kişiler onu çok sever, bazı kişiler ise onu çok kıskanırmış. Fakat onunla en çok gurur duyan ve onu seven kişiler Cansu’nun anne ve babasıymış. Öğretmenleri de onun ne kadar akıllı olduğunu bilirmiş.
Bir gün Cansu yine okulunda dolaşırken öğretmeni Esra hocayı görmüş. Esra hoca ona okulun kütüphanesindeki kitapları evine götürebileceğini söylemiş. Esra bu haberi duyunca çok mutlu olmuş.Okul bittikten sonra bu mutlu haberi annesine de söylemiş. Esra o gün rüyasında okulunun kütüphanesinde olduğunu ve şevk içinde kitap okuduğunu görmüş. Ertesi gün okuldan “En İyi 10 Okul” adlı bir kitap almış. Kitabı okuduktan sonra Harvard Üniversitesinde okumayı dilemiş. Bir sonraki gün okulda bilim fuarı olacağını duymuş. Bilim fuarı için ne yapacağını düşünmüş. Sonra aklına harika bir fikir gelmiş. Yemek artıklarından yeni bir yenilenebilir enerji kaynağı oluşturacakmış. İnanılmaz bir biçimde bunu yapmayı başarmış. Projesini bilim fuarına götürmüş ve fuarı kazanmış. Bulduğu enerji kaynağı köyü için çok yaralı olmuş. Köy daha zenginleşmiş. Birkaç yıl sonra yani Cansu 11 yaşındayken ona bir mektup gelmiş. Mektupta şunlar yazıyormuş:
“Sevgili Cansu Eser,
Sizin oluşturduğunuz enerji kaynağını duyduk. Çok etkilendik. Sizi dünyanın en iyi üniversitesinde bedava yani %100 bursla okumaya davet ediyoruz. Gelirseniz 11 yaşında Harvard’ta okuyan ilk kız çocuğu olursunuz. Zarfın içinde Boston’a gelebilmeniz için uçak biletleri var. Sizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Sevgiler,
HARVARD
BİR YIL SONRA
Cansu anne ve babasını Harvard’tan görüntülü aramış. Onlara olan her şeyi anlatmış. Anne ve babasına “Bir dilek tuttum, gerçek oldu. Hayatım değişti.” demiş.