Ölümsüzlük

10 Kasım 1938

Ben çiftçi Akif. Çöktüm kaldırıma bekliyorum. Birinin bana bu haberin doğru olmadığını söylemesini bekliyorum. Yurdu kurtaran,inkılaplar yapan, şuan çalışmamı sağlayan o büyük adamın artık olmamasını kaldıramam.

Ben muallim Fatma.matematik öğretmeniyim.  Aldığımız kötü haberle koşa koşa Dolmabahçe Sarayının önüne geldik. Herkeste bir korku herkeste bir hüzün, bir göz yaşı… Kimse inanmak istemiyor. Paşa gözlerini açsın, sarayın camından milletini selamlasın diye dua ediyor.

Ben Ayşe 16 yaşındayım. Ölüm haberini duyar duymaz dolma bahçe sarayının önüne geldim. Atam hayata gözlerini yummuş. Artık yanımızda olmayacak. Gözyaşlarım suratımdan sel gibi akıyor. Artık silmiyorum. Tek yaptığım sarayın kapalı penceresine ses tellerimi koparırcasına bağırmak “ PAŞAM AÇ ARTIK GÖZLERİNİ! UYAN, NOLURSUN UYAN!

Ben Ahmet. Esnafım. Kumaş satıyorum. Haberi yeni duydum. Hayır Atatürk ölemezdi. Gidemezdi başımızdan.  Gözlerimden akan yaşlara hakim olamıyorum. O mavi gözlerin açılmayacak olmasını düşünemiyorum. Anlatamıyorum duygularımı.

Ben Fikriye. Yetim ve öksüz bir kızım. Atatürk kurmuş çocuk esirgeme kurumunu. Burada kalıyorum. Bir keresinde ziyarete gelmişti. Sohbet etmişti bütün çocuklarla. Kendisinin de babasını erken yaşta kaybettiğini anlatmıştı. Daha önce kimse anlattığım şeyleri bu kadar dikkatle ve merakla dinlememişti. O gün karar vermiştim bu adamın babam olduğuna.Yetimhanedeki bakıcıların konuşmalarını duyunca çok şaşırdım. Atatürk ölebilir mi? Babam gidiyor mu? Çok korkuyorum. İnanmak istemiyorum. Hıçkırıklarımı tutamıyorum daha fazla.babamı kaybetmek istemiyorum. Baba lutfen ölme!

10 Kasım 2019

Ben Elif Benli. Onunla hiç tanışmadım. Yüzünü sadece resimlerde gördüm. Hayatını ve fikirlerini ise ancak okudum.  Bu bile ona hayran olmama yetti. Yaşadığı çağdan ilerisini düşünen, ülkesinin menfaatleri doğrultusunda hareket eden, düşmanın her toprağını paylaştığı, artık devlet olarak görülmeyen , zayıf Hasta Adam ı çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerinde, modern ve saygın Türkiye Cumhuriyeti haline dönüştürmek için mücadele veren ve başarılı olan bu büyük lidere hayran olmamak elde değil.  10 Kasım Atatürk’ün sadece bedeninin toprakla buluştuğu tarih. Bedeninin ayrılışından 81 yıl geçmesine rağmen hala bütün dünyada saygıyla hatırlanıyor ve anılıyor ve eminim bir 81 yıl daha geçse yine hatırlanacak. fikirleri, düşünceleri, inkılapları bize yol göstermeye ve ilham vermeye devam edecek. Her 10 Kasım olduğu gibi bu 10 kasım da Fatma öğretmenin, Çiftçi Akif’in, esnaf Ahmet’in, Ayşe’nin, Fikriye’nin torunlarıyla birlikte Atamızın yattığı yerdeyiz. Fikirlerinin hala bizimle beraber yaşadığını göstermek, onu minnetle anmak için duruyoruz karşısında. Yanımızda hissediyoruz onu. Rahat uyu diyoruz.” Hala duvarlarda resimlerin, benliklerde fikirlerin, aklımızda sen varsın”

 

 

(Visited 56 times, 1 visits today)