İnsan var olduğu günden bugüne kadar kendini ifade etme ihtiyacı duymuştur. Duygularını, düşüncelerini ve deneyimlerini başkalarına anlatarak iclerinden çıkarmak için birçok yol geliştirmiştir. Konuşma, müzik, resim, beden dili gibi farklı yöntemler olsa da yazmak ve okumak en temel ve kalıcı ifade yontemidir. Bir insanın kendini daha iyi ifade edebilmesi için hangisi daha önemlidir; okumak mı, yazmak mı.
Ilk olarak okumakinsanın düşünce dünyasını genişletir. Bir insan kitaplar ile farklı bakış açıları kazanır, kelime bilincini geliştirir ve olayları daha derinlemesine anlamaya başlar. Okudukça, yeni fikirler ile karşılaşır, farklı yazarların tarzini öğrenir ve kendini ifade etmek için yeni yollar ogrenir. Özellikle edebi eserlerde insanların duygu dünyalarını anlamalarını ve kendi iç dünyalarını keşfetmelerini sağlar. Bir insan yeterince okumazsa, anlatmak istediklerini doğru kelimelerle ifade etmekte zorlanabilir, çünkü düşüncelerini düzgün bir şekilde aktarabilmek için kelimelere hakim olmak gerekir ve bu da tek fazla okumakla mümkündür.
Ama, okumak tek başına yeterli değil. Kendini ifade edebilmenin en etkili yollarından biri de yazmaktır. Yazmak, insanın zihnini sistemli bir şekilde düzenlemesini sağlar. Düşüncelerimizi kağıda döktüğümüzde dusuncelerimizi daha iyi anlariz , geliştirir ve netleştiririz. Yazmak, zihnimizde karmaşık olan fikirlerimizi bir düzene koymamızı sağlar. Aynı zamanda duygularımızı ve düşüncelerimizi başkalarıyla paylaşmanın en etkili yollarından biridir.
Günlük tutan birisi kendi iç dünyasını daha iyi tanıyabilir. Makale ya da hikaye yazan birisi ise hem kendi fikirlerini dışarıya çıkarır hem de başkalarına fikirler verebilir. Yazının özelliklerinden biri kalici olmasıdır. Konuşma unutulabilinir ama yazı nesiller boyunca okunabilir. Tarihe baktığımızda da filozofların ve sanatçıların fikirlerini yazıyla bu gune taşıdıklarını görürüz. Eğer yazmasalardı, bugün onların düşüncelerini bilemez, fikirlerinden yararlanamazdık.
Bunun ustune, yazmak insanların kendilerini daha iyi anlamalarına da yardımcı olur. Bazen insan ne hissettiğini bile tam olarak bilemez. Ama düşüncelerini yazıya döktüğünde, duygularını daha net ve rahat bir şekilde görmeye başlar. Mesela, içimizden çıkamadığımız bir problemi kağıda döktüğümüzde, sorunun kaynağını ve çözüm yollarını daha iyi görebiliriz. Yazmak aynı zamanda insanın iç huzur bulmasını da sağlar. Bu yüzden birçok kişi duygu ve düşüncelerini yazıya dökerek sakinlesir.
Sonuçta, okumak ve yazmak birbiriyle bağlantılıdır ve biri olmadan diğeri de olamaz. Okumak, insanın bilgi edinmesini, kelime dağarcığını geliştirmesini ve yeni bakış açıları kazanmasını sağlar. Ama, insanın kendini en iyi şekilde ifade edebilmesi için yazması gerekir. Yazmak düşünceleri bir sistemli hale getirir, insanın iç dünyasını ortaya çıkarır ve kalıcı bir iz bırakır. Bu yüzden, kendimizi en iyi şekilde anlatabilmek için hem okumalı hem de yazmalıyız. Ama, okuduklarımızı kendi düşüncelerimize dönüştürüp ifade edebilmek için yazmak, en iyi yoldur.


