21. yüzyılda Türkiye’deki eğitim sistemi anaokulu, ilkokulu,ortaokul,lise, üniversite olarak ayrılıyor ve her biri 4’er yıldan oluşuyor.Türkiye’de sınava dayalı bir eğitim sistemi vardır.Bu sınavlar günümüzde LGS ve YKS adıyla uygulanıyor.Bu sınavlar sonucunda ise hangi okula gideceğimiz belirleniyor.
Sınav sisteminden dolayı öğrenciler sosyal hayata yeterince katılamıyor ve içe dönük kişiliklere sahip oluyorlar.Bu olay insanlar arasındaki iletişimi vb .durumları olumsuz etkiliyor.Biz okulda,sınavda başarılı olmak için çabalarken hayattaki diğer şeyleri kaçırıyoruz.Hayatın gerçekleriyle yüzleşemiyoruz ve kendimize yapay bir dünya oluşturuyoruz.Her şeyin sadece kendi yaşadıklarımız olduğunu düşünüyoruz.Üniversite öğrenimimizi bitirince ve iş hayatına atılınca (gerçek dünyayla yüzleşince) adapte olmakta zorlanıyoruz .Bu da bize zorluklar çıkarıyor.Günümüzde bu nedenlerden dolayı şirketler eleman seçerken niteliğinin yanı sıra çalışma arkadaşlarıyla uyumuna da çok önem veriyor.
Bu olayları düşününce okulun bizi hayata hazırladığını düşünmüyorum aslında yeterli bulmuyorum.Okulun bizi hayata hazırlaması için rutin dersler ( Matematik,Türkçe ,Fen bilimleri vb.)dışında derslerde olmalı. Örneğin; kendi becerilerimizi 
test edebileceğimiz, yeteneklerimizi keşfedeceğimiz dersler olmalı.Ancak böyle bir sistem ile kendimiz hayata hazır hissedebiliriz.