Okullar İletişime Yetersiz Kalıyor

“Bir insanın hayatı iyi bir eğitimle tamamen değişebilir.” derler hep. Bu sözü her işittiğimde, bu sözün, basmakalıp olduğunu düşünürüm. Herkesin diline pelesenk olmuş bu sözün altında yatan “eğitimi” anlamayanlar bizlere nutuk verip dururlar, hatta ve hatta bizden sadece akademik olarak üstün başarı beklerler. Küçük yaştan itibaren bize aşılanan iyi eğitimin ne olduğunu kimsenin açıklayamamasından mıdır bilmem, ben de akıl erdiremem böyle kişilere. Hep düşünürüm, “Eğitim nedir, yalnızca 2+2’yi öğretmek midir? Yoksa testlerdeki beş şıklı sorular mı bizleri hayata hazırlıyor?

Amerikalı yazar Dale Carnegie şöyle demiştir: “Hayatta başarının yüzde 15’i teknik bilgiye yüzde 85’i insanlarla sağlıklı ilişki kurma beceresine dayanır.” Bu sözü anlayabilmemiz için başarının ne olduğunu iyi bilmemiz gerekir. Başarı, sadece sınavdan iyi puan almak ya da çok para kazanmak değildir. Aile, arkadaşlık; iş hayatı, sosyal hayat gibi konular arasında dengeyi sağlayıp mutlu olabilen insan da hayatta başarılıdır. Dale Carnegie’nin de dediği gibi insanlarla sağlıklı ilişki kurabilmek hayatta başarının anahtarı ve yüzde 85’idir. Ne yazık ki ülkemizde ve diğer ülkelerde sadece geriye kalan yüzde 15’lik teknik bilgi öğretiliyor. Hal böyle olunca da insan ilişkileri konusunda hiçbir eğitim göremiyoruz, görsek bile bunlar ilkokulda “hayat bilgisi” dersi adı altında gördüğümüz şeylerle sınırlı kalıyor. Bazı ülkelerde ise seçmeli ders olarak gösterilen insan ilişkileri beceri dersleri var ama bu da yetersiz kalıyor. Asıl amaç, bu konunun ilköğretimden üniversite sona kadar ders adı altında fakat ders niteliğinden bir o kadar da uzak (sınav ya da not kaygısı olmadan) okutulması, diğer dersler kadar ciddiye alınması ve ana ders olarak uygulamasıdır.

Öte yandan, insan ilişkilerini öğretmenin okulların işi olmadığını ve bu işin aile tarafından öğretilmesi gerektiğini söyleyen bir grup da yok değil. Aile içinde verilen temel eğitimin öneminin tartışmaya kapalı olduğunu savunmamın yanında, bahsettiğim konunun profesyonellik çerçevesi içinde bilimsel yöntemlere hâkim, psikolojik bilgi ve tecrübeye sahip kişilerle birlikte yürütülmesi gerektiği tarafındayım. Okuldaki eğitimin hayata iyi hazırlayamadığını destekleyip eğitimin amacının insanı hayata hazırlamak olduğunu söyledikten sonra hayatta gerekli olan beceri ve bilginin yüzde 85’inin eğitim dışında bırakılması anlaşılabilir değil zaten.

İnsanlar, binlerce saat çalışıp meslek sahibi oluyor, mesleğinin gerektirdiği teknik bilgiyi geliştiriyor, yüksek ortalamalarla okullarını bitiriyor fakat aile, arkadaşlık ve iş ilişkilerinde sınıfta kalıyorlar çünkü sağlıklı iletişim ve ilişkinin nasıl kurulacağından bihaberler. Elbette her şeyin okullar tarafından öğretileceği beklenemez, insanın belirli yaştan sonra kendisini eğitme- geliştirme sorumluluğu da oluyor. Bu temel insanlara küçük yaştan itibaren atılırsa eğer, insanlar zaten bu yönde gelişme göstermek için çaba sarf edecektir.

Eğitimin amacının insanları hayata hazırlamak olduğunu ve tek yönde başarı odaklı olmamamız gerektiğini anladığımız zaman başarı kapımızı çalacaktır.

Image result for educationRelated imageRelated image

Image result for COMMUNİCATİONRelated image

Image result for COMMUNİCATİON

Kaynak: http://blog.milliyet.com.tr/okullardaki-egitim-insanlari-hayata-hazirlamiyor/Blog/?BlogNo=389125

 

(Visited 70 times, 1 visits today)