Okuldan eve gidince o kadar yorgundum ki hiçbir şey yapmamaya kararlıydım. Bir ara yerimden kalktım ve çantamı boşaltmaya niyetlendim. İşte o anda annem ve babamın konuşmalarından duyduğum olayla birlikte, bir anda bir şeyler tasarlamak geldi aklıma. Deprem felaketinde çadırlar insanlara yetmediği için bazıları sokaklarda yatmak zorunda kaldılar. Bu olaya bir çözüm bulmak istedim ve derhal çalışma masama koştum.
Önce projemin resimlerini çizdim ve ardından üç boyutlu yazıcımda bastırdım. Herşey yolunda gidiyordu ta ki yeni haber gelinceye kadar. Depremler git gide artıyordu. Daha çok insan evsiz kalmaya başlamıştı. katlanabilir bir konteyner tasarladım. Benim tasarımımda konteyner evler katlanabiliyordu. Normal bir kamyona bir konteyner koyulurken benim tasarımımda kamyona bir seferde onlarca konteyner konulabilecekti. Bu da demek oluyor ki bir seferde bir iki insanı kurtarmak yerine yüzlerce aile kurtulabilecekti. Ayrıca bu evler kolayca depolanabilecekti.
Kısacası böyle büyük afetler ve doğa olaylarında bu evler kolayca depolanabilir, taşınabilir ve tekrar tekrar kullanılabilir olmaları sebebiyle çok işe yarayacaklardı. Böyle bir şey düşünüp tasarladığım için çok mutlu oldum.