23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına 2 gün kalmıştı. Çok heyecanlıydım çünkü okulumuzun gösterisinde ben de yer alacaktım. Çocuk hakları ve çocukların önemi ile ilgili bir konuşma yapacaktım. Her gün son iki ders prova yapıyorduk.
Gösteri günü gelip çatmıştı. Okula gidip son provayı yapmıştık. Telefonum çaldı. Annem arıyordu. Gelmeyeceklerini çok trafik olduğunu söyledi. Çok üzüldüm ama onları düşünmeye vaktim yoktu. Gösteri başlamak üzereydi. Okul müdürü ve öğretmenler konuşmalarını yaptı. Salon insanlarla dolmuştu.
Perdenin arkasından dikkatlice gelenlere baktım ama benim ailem yoktu. Benim sıramdı. Sahnenin ortasına geldim ve seyircileri İstiklal Marşı’nı söylemeye davet ettik. Hem korkuyor hem de utanıyordum. Öğretmenim perdenin arkasından “sıra sende” diye fısıldadı. Konuşmamı yapmak için alkışlar eşliğinde kürsüye çıktım. Tam konuşmaya başlayacaktım ki kalabalığın arasında onları gördüm. Çok heyecanlanmıştım. Annem, babam , kuzenlerim , dedem ve ananem gelmişti. Mutluluktan konuşmamı daha canlı ve gür bir sesle söylemiştim. Sonunda etkinlik bitti ve koşarak onların yanına gidip sarıldım. O gün pes etmemeyi ve başladığım işi bitirmeyi öğrendim.